DERİN BAHÇELİ

DERİN BAHÇELİ

1997 yılında Milliyetçi Hareket Partisine genel başkan olduğu günden itibaren, siyasette her zaman “kilit rol” oynamayı başarabilmiş, özel bir karakterdir sayın Devlet Bahçeli.

İlk bizi Bülent Ecevit’le kurduğu koalisyonla şaşırttı 1999 yılında. Yapılmaz, olmaz denileni yaptı, bir sol partiyle, hatta geçmişin en hasım iki grubu olmuş, sağ-sol kavramlarını üzerlerinde taşımış iki partiyi içinde barındıran bir koalisyonunu önemli bir saç ayağını oluşturdu.

O tarihte hatırlayın, önemli bir siyasi tavır sayıldı sayın Bahçeli’nin tutumu, siyasi olarak büyk bir risk aldı. Hatta parti tabanının tepkisini göğüsledi, yine aynı bugün ki gibi beklenilmeyen bir tavırdaydı, kararını tartıştırmadı. Apo’nun idam edilmemesi riskini alarak artı.

Hatırlayalım, uyumlu giden koalisyon sürecinde hükümet, başarılı birçok ekonomik reforma imza attı. Ülkenin bozulmuş birçok dengesi, kurumu birer birer düzeltildi. Amerika’dan gönderilen Kemal Derviş’e partisinden gelen bütün olumsuz tepkileri kendi göğüsledi. Rahşan Ecevit’le oluşan krizler de her defasında son derece soğuk kanlı davrandı, krizleri badiresiz atlattı koalisyon hükümeti.

Bu uyumlu giden hükümetin, uyum adamı, yine her zaman yaptığı gibi bilinmez sebeple “keskin bir U dönüşü” ile hükümeti bitiren, “3 kasımda seçim” kartını da ilk açarak, yine siyasette ki belirleyici rolünü en güzel şekilde oynadı. 3 kasım resti koalisyon için bir hezimet olsa da, bu da planda var mıydı bilinmez. Sonuçlarının kendileri açısından bu kadar keskin olacağını hesaplayamamış olabilir mi, kim bilir? Bir gerçek var ki, Akp’yi siyasette var eden adam olmuştur bu kararla Bahçeli.

2002 seçim hezimeti, hem DSP’yi Hem de MHP’yi vurdu, ve meclise sokmadı bu iki partiyide.

****

Siyasette stabil süren görüntüsü, ilk Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına verdiği destekle bozuldu. Sonrasında zaman zaman elbette varlığını hissettirdi ama asıl siyasette tekrar dirilişi, 7 haziran 2015 akşamı, “Akp’siz” formüllerin önünü keserek, yaptı. Yeniden siyasette ön almaya, “oyun kurucu” kimliğini öne çıkarmaya başladı.

Miting meydanların da Akp’ye ve genel başkanına demediğini bırakmayan sayın Bahçeli, son düzlükte en büyük Akp destekçisi olmakta sakınca görmedi. Bunu anlamakta toplumun büyük kesimi zorluk çekti, tıpkı DSP’ye verdiği desteğin anlaşılamaması gibi.

Bilindiği gibi siyaset bir “toplum inşaası”, toplum yaratma idealidir. Bahçeli’de bilinmez bir şekilde, her defasında kendisini var etmeyi başarmış, tezleriyle ülke gündeminde vazgeçilmezliğini kendi fikri ve tavrıyla ortaya koymuş bir siyasetçidir.

Bahçeli grileri sevmedi hiç. Ya var etti, ya yok etti, hiç süründürmedi kısaca. Olaya böyle baktığınızda ortaya 2 bilinmeyenli bir denklem bıraktı, 3. şıkkı ortadan çoktan kaldırdı. Cumhur sistemini ortaya atıp, iktidar olma çıtasını biraz daha yükseğe, 50+1 yaptığında, kendini de +1 olarak anahtar yaptığını Akp bir süre anlamadı. Onlar Üsküdara giden atın kendilerinin değilde, Bahçeli’nin olduğunu en iyi şimdilerde anladılar. 15 yıllık yenilmez bir lider, yenilmez bir partinin sayın Bahçeli gibi bir siyasetçinin yardımına muhtaç hale gelmesinin şaşkınlığını yaşıyorlardır, sessizce...

****

Siyasette klasik olan Bahçeliye kızmak, suçlamak. Bahçeli’yi sevmeyen açısından bu son derece kolay, anlaşılır bir durum. Ama Bahçeli’nin dediği gibi “sevmek serbesttir, saygı göstermek mecburidir”.

Anlaşılır olmayan, kimsenin Bahçeli’yi anlamaya niyetlenmemeleri, böyle bir düşünsel aktivasyon içinde olmamaları. Bahçeli’nin bir ideolojisi var elbette, geçmişi de belli, ama yinede bir analize muhtaç, düşünülmesi, irdelenmesi gereken siyasi tavırlara sahip Bahçeli.

Bugün Akp’ye verdiği desteği, ‘99’da Ecevit’e vermişti. O zaman sempatiyle bakıp, bu tavrı olumlu bulanlar, seçim istediğinde kızmışlardı, tıpkı şimdiler de Akp’ye verdiği desteğe kızanlar gibi.

Siyasette sokağa kızmaya alışmış bir kolaycılığın bireyleri olarak, halkın tavrı aslında, siyaseti ören bizlerin bilgisi, zekası kadar. Siyaseti mahallede, işyerinde, sokakta konuşacak kadar bilgili olması gerekenler, günlük düşünürse, son halka olan sokakta ki insan ne yapsın? Siyaseti “futbol taraftarlığı” seviyesinde yaparak, sanıyorum kimseye kızmaya hakkımız yok, belki kendimiz hariç ....

adanaulus

5.03.2018 14:38:21

YAZARLAR


HÜSEYİN SUNGUR YAZDI/ NİSAN’DA ADANA BİR BAŞKA GÜZELDİR!

İFRAL TURGUT YAZDI/HİÇ BİR DİKTATÖRLÜK HİKÂYESİ MUTLU SONLA BİTMEZ

DÜZGÜN COŞKUN YAZDI/RAHAT UYU ÇÜ SİZİNLE SAYGIN ÜNİVERSİTE OLDU

ADANA EVDE BAKIMA DESTEK PİLOT UYGULAMASINDA

BAKAN ERSOY VE CHP’Lİ BAŞKAN AYNI KAREDE!

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA FATMA TURGUT KONSERİ

MHP’DE İLK GRUP TOPLANTISI

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA BUGÜN

ADANA BÜYÜKŞEHİR CHP GRUBU TOPLANDI

KİRAZ HAZADI BAŞLADI

NİSANDA ADANA BİR BAŞKA

SOĞANDA ERKEN HASAT

SAYGI ÖZTÜRK KADİR AYDAR’I YAZDI

DSİ’DEN CEYHAN’DA VERİMİ ARTIRACAK PROJELER

TEKİN:  HER ZAMAN İÇ İÇE OLACAĞIZ

İSRAİL’İN TRT ARAPÇA EKİBİ SALDIRISINA KINAMA

12. ULUSLARARASI PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI BAŞLIYOR