DEVLETTE, AİLEDE, OKULDA ZORBALIĞA KARŞI DOSTLUK EĞİTİMİ VE TOPLUMU

DEVLETTE, AİLEDE, OKULDA ZORBALIĞA KARŞI DOSTLUK EĞİTİMİ VE TOPLUMU


Bu hafta sokak ortasında infazdan, zorbalıktan, bu zorbalığa, kötücüllüğe, hasete,  gareze, düşmanlığa, sömürüye yol açan sebeplerden, bunun yarattığı sonuçlardan ve çözüm arayışlarından, buna dair bir çalıştay ve bir kitaptan söz edeceğim.





OKUL ÖNCESİNE KADAR ZORBALIĞIN YAYGINLIĞI





Moğollar, bazen belki de aşırı bir kalıp yargıyla şiddetle, barbarlıkla anılır. Öyle ki Selçuklu ve Osmanlı tarih yazıcıları da bu görüştedir. Barbar akınlarında Abbasi-Bağdat-Şam okulları ve kültürü yok edilmiştir, bunları Selçuklu ve Osmanlı durdurabilmiştir. Batı literatürü daha geneller durumu: Barbarlara Türkler, Persler, Germenler de dahildir. Genel kategorik ilke şudur: Şiddeti ne olursa olsun bir rejim zaten kuralsızsa baştan istibdada açıktır.





Geçmişi geçmişte bıraksak güncele gelsek Türkiye ve yakın coğrafyamız için ne hissediliyor, ne yaşanıyor, güncel olarak yaşadıklarımız nasıl adlandırılabilir diye sorsak, okuyan yazan düşünene sorsak, bir fikri ideali olana sorsak, azcık etrafında gözlem yapana sorsak, akşam haberlerine bakana, açık oturumları izleyene sorsak, trafiğe çıkana, markete girene, bir köşede oturup sokağı izleyene, başını yastığa koyana sorsak, hatta okul öncesindeki mini çocuklara, ilkokul öğrencilerine sorsak, ne görüyor, ne yaşıyor, ne hissediyor acaba, böyle bir soruya yanıtı ne olurdu acaba?





Anne babaların çocukları için, insanların dostları için en öne çıkan korku ve kaygıları nedir acaba?





Kurumlara baksa ne görüyor, sokağa baksa ne görüyor, şehir deyince, devlet deyince, mahkeme deyince, işyeri deyince, töre deyince, başkan deyince, milletvekili deyince, insan deyince, okul deyince aklına ne geliyor acaba, kafasından hangi çağrışımlar geçiyor?





İnsan insanın zorbası mı arkadaşı mı, bir insan görünce tehdit mi dostluk mu algılıyorsunuz acaba?





7-8 Ocak’ta 2023’e çok anlamlı atölyeler dizisiyle başladı Eğitim Sen ve duyarlı öğretmenler. Farklı illerde yapılan çalıştaylara, büyük bir deneyim ve emeğe dayalı olarak okulların her kademesinde öğrenci öğretmen sorunları, eğitim öğretim sorunları not edilmeye ve çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılıyordu. Her zaman da sorundu ama giderek belirgin hale gelen, her kademe ve her grup arasında daha da artış gösteren zorbalık, mobbing, şiddet, haksızlık hukuksuzluk durumlarıydı.





Çocuklar arasında olan için yaygın kullanılan bir terim çocuk zorbalığı, okul zorbalığı veya öğrenci zorbalığı.





Öğretmen ve çalışanların ortak tespiti her kademede zorbalığın arttığı, çocukların birlikte oyun oynamakta bile zorlanır hale geldiği, ailelerin karşılıklı çocuklarını konuşamadığı, okullarda ortak eş güdümler, ortakça sorunların konuşulamadığı, sorunlara sahip çıkanların desteklenmediği, hatta sorun kaynağı görüldüğü, duyarlı öğretmenlere sahip çıkılmadığı haksızlık edildiği.





Sorunun sebepleri de çok gizli saklı değil, bizzat yaşananlarda açığa çıkıyor zaten. Öğretmenlerin ortak tespiti güce dayalı aile ilişkileri, güce dayalı sokak, okul ve devlet ilişkileri, iktisadi-aşiretvari-partivari-mafyavari nüfuz ve güç ilişkileri zorbalığı artırıyor, çocuğu insanı bağımsız tam kişi görmeyen hiyerarşik yapılar, gelenekler, hiyerarşik idare veya okullar, çıkara paraya dayalı ilişkiler, öğrenciye çıkarı bakımından yaklaşan öğretmen veya üst yönetimler, işyerleri, böyle bir şehir, böyle bir aile, böyle okullar ve böyle devlet zorbalığı artırıyor.





Öğretmenlerin ortak çözüm önerisi de açık: Özgürlüğe, hakka hukuka, “kişiye saygı”, eşitlik ve adalet, çocukların ve birbirinin iyiliğini isteme. Bunların tümünün şartı ve yolu çocuklara ve birbirine dostluk etme.





KÖTÜLÜKTEN ZEVK ALINIR MI, RİTÜELLERİN İŞLEVİ NEDİR, İLETİŞİM VE DOSTLUK NASIL KURULUR?





Kötücüllüğe ve çarelerine ilişkin çok yayın var, bunlar çaresinin olduğunu gösteriyor. Bir kitap da yakında çıktı, İlker Özdemir ve Sefer Yetkin Işık’ın derleyicisi olduğu “İLETİŞİM VE EĞİTİM Eğitim İletişimi ve İletişim Eğitimi” kitabı. İnsanın garezliği neye dayanıyor, kötülükten zevk alınır mı (Aydın Sevim), kapitalizm (Çıplak), hız (Taburoğlu), dijitalleşme (Sezgin), sağcılık (Dağtaş), ritüeller ne anlama geliyor (Meşeci Giorgetti), nasıl iletişim kurulabilir (Kılıç Atıcı), iletim değil iletişim nedir, nasıl dostluk edilebilir? (Gümüş)  Okuyanı pek olmuyor, ama bunlar iyi niyetle arayışları gösteriyor.





ZORBALIĞIN YAYGINLIĞI ZORUNLU OLMASINI İFADE ETMEZ





Bazen türküler takılır durduk yerde belleğime. Bunlardan biri: “Seyyah olup şu âlemi gezerim/  Bir dost bulamadım gün akşam oldu/ Kendi efkârımca okur yazarım/ Bir dost bulamadım gün akşam oldu./…/ Bozuk şu cihanın pergeri bozuk/ Yazıktır şu geçen ömüre yazık/ Tükendi daneler kalmadı azık / Bir dost bulamadım gün aksam oldu”.





Bu dizeler anlam bilimsel olarak en az dört gönderime sahip: Birincisi içinde yaşanılan devlet, düzen veya grubun sağlıklı olmadığı, ikincisi düzgün bir toplum veya düzenin gerçekleştirilemediği. Üçüncü olarak da böyle bir fikrin, böyle ideal bir toplumun veya yaşam düzeninin nasıl kurulacağını bilemediği, çaresiz kaldığı. Aslında içinde bir dördüncü gönderim daha var: Çözümün dostlukta olduğu.





DOSTLUK OKULU, DOSTLUK AİLESİ, DOSTLUK ŞEHRİ, DOSTLUK TOPLUMU OLUŞTURMAK ZOR MU?





Sokakta, hanede, okulda, kurumda, iş yerinde, örgütsüz ve örgütlü zorbalık giderek yaygınlaşıyor. En şiddetlisi ise okulda ve devlette zorbalık olsa gerek. Peki, zorba babaya, zorba aileye, zorba okula, zorba sokağa, zorba devlete, zorba idareciye, zorba dünyaya çare yok mu?





Dostluk okulu, dostluk toplumu çözümü oluşturuyor. Bir yandan maliyeti çok azaltıyor, bu yaşananların hiçbirinin yaşanmayacağı, yani maliyetin sıfırlanacağı bir model dostluk okulu ve toplumu. Diğer yandan bedeli de ağır değil,  tüm karşılığı dostluk etmekten geçiyor, dostluk etmek özgür bağımsız kişiliği ve eşit saygınlığı birlikte gerektiriyor. Çıktısı muhteşem: Yokluğuna her daim üzüldüğümüz varlığına her daim sevindiğimiz “dostluk.”



Adnan Gümüş

20.01.2023 15:03:36

YAZARLAR


CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU