DİJİTAL FAŞİZM ve TUTKU ÇİÇEĞİ
Manşet Haber 12.12.2021 23:44:08 0

DİJİTAL FAŞİZM ve TUTKU ÇİÇEĞİ

DİJİTAL FAŞİZM ve TUTKU ÇİÇEĞİ






‘‘Dijital faşizm ve yalan haber furyası karşısında, bizim gibi dünyanın gelişmiş demokrasileri de teyakkuz halindedir. Dezenformasyon sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır.” Yani: Milli güvenlik tehdit altındadır. Tehdit eden: Faşist dijital platform/sosyal medyadır. Çare: Sosyal medya susturmaktır.





Nedir faşizm? İnsanın yaşam alanlarını kuşatan, onu umutsuzluğun boşluğuna iten, hayallerini veyaşamasevincini yok eden, nefes almasını bile engellemeye çalışan, her yanını kuşatarak adeta kıpırdatamaz hale getiren bir yönetim biçimi. Ne bekler bu durumda bir insan? “Kalkın, silkinin; yalnız değilsiniz,” diyen bir ses.





Faşizmim en aşağılık yöntemlerinin uygulandığı bir ülkeden çıktı o ses.Bir kadından: “Dizlerimizin üzerinde yaşamaktansa ayaklarımızın üzerinde ölmek daha iyidir,” dedi,DolaresIbarruri. Kimse ona ismiyle hitap etmedi. ”Tutku Çiçeği” dediler.





Yoksul bir madenci ailesinin 11 çocuğundan sekizincisi idi. Daha küçük yaşlarda, konuşma yeteneğiyle tanındı. Öğretmeni onun da öğretmen olmasını istiyordu. Ama ailesi ekonomik sebepler yüzünden okutamadı. O da balık satarak, hizmetçilik ve terzilik yaparak hayatını kazanmaya çalıştı.





Büyüdü, çalıştı, didindi ve…Halk cephesi koalisyonunda, komünist partisinden milletvekili ve Halk Cephesinin en güçlü hatiplerinden biri oldu.





Faşistler Madrid kapılarına dayandığında (No Pasaran) “Geçemeyecekler,” diye haykırdı.   Bir radyo programında, sürgündeki İspanyol kadınlarını cumhuriyeti savunmak için yurtlarına davet ederken, söyledi, ‘‘Dizlerimizin üzerinde yaşamaktansa ayaklarımızın üzerinde ölmek daha iyidir,’’ sözlerini. “Faşizmi Ezeceğiz,” dedi, her konuşmasında. Başına ne geleceğini hiç düşünmüyordu. Önemli olan onurlu yaşamaktı.





Cumhuriyetçilerin yenilgilerinin sebebinin, güçsüzlük değil, bölünmüşlük ve birlik olamamak olduğunu söylüyordu. Komünistlerin hatalarını ise genç bir parti olmak, siyasi tecrübesizlik, güçlü bir aydın kadrodan yoksunluk, sendikalarda yeterince güçlü olmamakta buluyordu. İnançla ve inatla, “Biz tutsak edilmeden önce, nehirler denizi kızıla boyayacak,”diyordu.





Kan aktı, tam üç yıl. 1939 yılında, önce Madrid, sonra Barcelona düştü. Dolares, yoldaşlarıyla birlikte önce Paris’e, ardından da Sovyetler Birliği’ne sığındı. Mülteciliği sırasında Moskova’da İspanya Komünist Partisi’ni temsil etti ve sonraki yıllarda defalarca parti başkanlığına seçildi.





Tek oğlu Ruben, Kızıl Ordu’ya katıldı ve 1942’de Stalingrad savunması sırasında hayatını kaybetti. Sonraki yıllarda Lenin Madalyası ve Lenin Barış Ödülü başta olmak üzere Sovyetler Birliği’nin en önemli nişanlarıyla onurlandırıldı.





Dolares, Franco’nun ölümünün ardından ülkesine döndü. Aynı yıl yeniden milletvekili seçildi. Aktif politik yaşamını ölümüne kadar sürdürdü. 1989 yılında, 93 yaşında, iş başında zatürreden öldü. Arzu ettiği gibi: AYAKTA.





HİÇ KOLAY BİR HAYATI OLMADI. AMA HEP ONURLUYDU.





  • DEDİĞİ GİBİ, YAŞADI. HİÇ DİZ ÇÖKMEDİ.




  • TIPKI FRANCO FAŞİSTLERİNİN KURŞUNA DİZDİĞİ GARCİA LORCA'NIN ÖLÜRKEN SÖYLEDİĞİ GİBİ:




'Özgür olmayan insan nedir,





Söyle bana Marina.





Söyle, seni nasıl sevebilirim.





Özgür olmazsam?





Sana kalbimi nasıl açabilirim,





Bu yürek benim değilse?



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.8° / 13.8°