DİKKAT! DİJİTALLEŞME HAYATI KOLAYLAŞTIRSA DA İNSANLARI YALNIZLAŞTIRIYOR…
Manşet Haber 27.01.2023 07:19:22 0

DİKKAT! DİJİTALLEŞME HAYATI KOLAYLAŞTIRSA DA İNSANLARI YALNIZLAŞTIRIYOR…

DİKKAT! DİJİTALLEŞME HAYATI KOLAYLAŞTIRSA DA İNSANLARI YALNIZLAŞTIRIYOR…






DEĞİŞEN NORMLAR İNSANLARI TEKNOLOJİ ODAKLI YAŞANTIYA SÜRÜKLÜYOR





Dijitalleşmenin modernizm ile birlikte toplum yaşamına girdiğini belirten uzmanlar, hızlı bir şekilde değişen ekonomik, kültürel ve sosyal normların insanları teknoloji odaklı bir yaşantıya sürüklediğini ifade ediyor. Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz; cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar ve sanal asistanların hayatı kolaylaştırsa da yüz yüze olan doğal iletişim alışkanlıklarını değiştirdiğine dikkat çekiyor. Psikolog Çağrı Beyaz, dijitalleşmenin soyutlanma ve yalnızlık hissinin kalıcı olmasına yol açtığını vurguluyor.





Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, modernizmle birlikte hızla gelişen dijitalleşmenin yol açtığı yalnızlaşma ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.





Dijital araçlar iletişim alışkanlıklarını değiştiriyor





Dijitalleşmenin modernizm ile birlikte toplum yaşamına girdiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Hızlı bir şekilde değişen ekonomik, kültürel ve sosyal normlar beraberinde teknoloji odaklı bir yaşantıya doğru bizleri hızla sürüklüyor. Bu açıdan bakıldığı zaman cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar ve sanal asistanlar hayatı kolaylaştırıyor olsa da sanal tatminler sağlayarak bireylerin yüz yüze olan doğal iletişim alışkanlıklarını da değiştiriyorlar” uyarısında bulundu.





Dijitalleşme bireylerin yalnızlaşmasına yol açıyor





Yüzyüze doğal iletişimin azalması nedeniyle bireylerin ötekine karşı daha az gereksinim ve ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu durum bireylerin de yalnızlaşmasına, duyarsızlaşmasına ve sosyal izolasyona girmesine yol açıyor. Genel olarak değerlendirildiği zaman dijitalleşme ve bu yöndeki gelişmeler hayatı kolaylaştırıyor. Ancak bir diğer yönü ile de bakıldığında insanların etkileşim ve iletişimlerine ket vurduğunu, özünde de soyutlanma ve yalnızlık hissinin kalıcı, uzun vadeli bir şekilde olmasına sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°