DİSK SALGININ SOSYAL TAHRİBATINA KARŞI ACİL ÖNLEMLER İSTEDİ
Manşet Haber 19.03.2020 15:00:20 0

DİSK SALGININ SOSYAL TAHRİBATINA KARŞI ACİL ÖNLEMLER İSTEDİ

DİSK SALGININ SOSYAL TAHRİBATINA KARŞI ACİL ÖNLEMLER İSTEDİ






DİSK
Çukurova Bölge Başkanı H.Yaşar Gündoğdu'nun Koronavirüs salgını nedeniyle
çalışma yaşamında alınması gereken tedbirler ile ilgili açıklamalarda bulundu.





Gündoğdu
yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:





Koronavirüs
salgını halk sağlığını tehdit ederken çalışma yaşamı ve ekonomi üzerinde de
olumsuz etkiler yaratıyor. Virüsle mücadelenin yaratabileceği sosyal tahribatı
azaltmak ve çalışanların korunması için çalışma yaşamına ilişkin aşağıdaki
önlemler acilen alınmalıdır.





 Koronavirüs
salgını süresince işten çıkarmalar (suçlu çıkarmalar dışında) yasaklanmalıdır.





Ekonomideki olumsuz
gelişmelere paralel olarak işsizlikte yaşanabilecek artışlara karşı işsizlik
sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalıdır
. İşsizlik
sigortası ödeneği alabilmek için son üç yılda 600 gün çalışma koşulu virüsle
mücadele döneminde 90 güne indirilmelidir.





3.    Koranavirüs
salgını süresince işsiz kalanların ve gelir kaybına uğrayanların elektrik, su,
doğalgaz, iletişim temel ihtiyaçlarına ilişkin faturaları ile kredi
borçları ertelenmelidir. 





Okullarının tatil
süresine paralel olarak 15 yaşından küçük çocuğu olan çalışan anne babalardan
birine kamuda idari izin özel sektörde ise ücretli izin verilmelidir.





Kamu ve özel sektör ayırımı
olmaksızın risk grubu çalışanlara gelir kaybı olmaksızın izin
verilmelidir.





Kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler, 60
yaş ve üzerinde olanlara verilen idari izin, özel sektörde de ücretli izin
olarak uygulanmalıdır.





Koronavirüs kapsamında
verilen ücretli izinler yıllık ücretli izin hakkından mahsup edilmemelidir.





Salgınla mücadele
döneminde 14 gün olarak öngörülen karantina hali, SGK ve Bakanlık
tarafından 'hastalık hali” kapsamına alınmalı ve bu
sürede çalışanların gelir kaybı önlenmelidir.





İşten çıkarmalar ve
ücretsiz izinler yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretli izin uygulaması
yaygınlaştırılmalıdır
. Çalışma sürelerini azaltmak zorunda kalan, salgın
süresince kapanan, üretim veya hizmeti Pendik escort azaltan işyerleri için İşsizlik
Sigortası Fonu kapsamındaki Kısa Çalışma Ödeneği uygulaması başlatılmalıdır.
Mevzuatta yer alan zorlayıcı sebep tanımı koronavirüs için derhal
uygulanmalıdır





Emekliler koronavirüse
karşı en kırılgan gruplardan birini oluşturmaktadır. Emeklilerin düşük
gelirleri virüse karşı korunmalarını Nişantaşı escort zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede asgari
ücretten düşük gelir ve aylık alan emeklilere koronavirüsle mücadele
döneminde aylık ek 1000 TL destek ödemesi yapılmalıdır.





Koronavirüsle mücadele
kapsamında çalışma yaşamına ilişkin Mersin escort önlemleri görüşmek üzere Üçlü
Danışma Kurulu başta olmak üzere üçlü mekanizmalar düzenli olarak
toplanmalıdır.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°