“DİSNEYLAND’I ADANA’DA KURACAĞIZ”
EKONOMİ 21.03.2018 17:23:42 0

“DİSNEYLAND’I ADANA’DA KURACAĞIZ”

“DİSNEYLAND’I ADANA’DA KURACAĞIZ”

Adana Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu eski Başkanı ve Başkan Adayı Şaban Baş, Adana’yı bölgenin Cazibe merkezi haline getirmek için projelerinin hazır olduğunu belirterek, ”Bunlardan biri de Disneyland’ın Adana’da kurmaktır” dedi.
Baş, yaptığı yazılı açıklamada, Disneyland’ın kurulduğu ülkelerin ekonomisinin canlandığını kaydederek, “Disneyland, ABD'nin Anaheim (Los Angeles yörekenti) kentinde bulunan bir eğlence merkezidir. ABD'li canlı resimci ve film yapımcısı Walt Disney tarafından 17 Temmuz 1955'te kuruldu. Dünya'nın en büyük eğlence parkı ve önemli bir turizm merkezi olan Disneyland, sanatçının kahramanlarını yaşatan düzenlemeleri ve donatımlarıyla daha çok çocukların ilgisini çeken bir panayır durumundadır. Bugün, birçok iş dalını içeren Walt Disney Kurumu'nun bir bölümüdür. Disneyland, ABD’nin yanı sıra Fransa’da da kurulmuştur. Adana’da kurulacak Disneyland eğlence merkezi de Adana’yı hareketlendirecektir. Bunun için sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerin ve Valiliğin işin içine girmesi gerekir” dedi.
Baş, 2001-2011 yılları arasındaki ATO Yönetim Kurulu Başkanlığı esnasında alıveriş günleri, fuarlar, kalıcı fuar hizmeti, ekonomik işbirliği forumu gibi, ayrıca Başbakanı ve bakanları işadamlarıyla buluşturma çalışmalarını gerçekleştirdiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bölgesel havacılık başta olmak üzere, Adamamızın cazibe merkezi olabilmesi için yeniden yola çıktım. ATO Yönetim Kurulu Başkanlığı tecrübeme dayanarak yarım kalan hizmetleri tamamlayacağım. Disneyland’ı bölgesel havacılıkla birleştirdiğimiz zaman Adana’da en az 50 bin kişiye istihdam sağlanacaktır. Başta esnaflarımız olmak üzere ticaretle uğraşan tüm kesimlerin kalkınmasının önü açılacaktır. Adamızda modern bir hava limanı var. Çukurova olarak bizim yapmamız gereken proje bölgesel havacılık şirketi kurmaktır. Aktarmasız olarak dünyanın çeşitli ülkelerinden direkt Adana’ya uçuşların gerçekleşmesi halinde Adana ve bölgeye yatırım yapmak isteyenlerin tercihi haline gelecektir. Yatırımcı şirketlerin birinci adamları buna çok dikkat etmektedir. Aktarmalı seyahatin yapıldığı yerlere iç ve dış yatımcı fazla rağbet etmemektedir. Bunu önlemenin yolu bölgesel bir havacılık şirketinin kurmaktan geçmektedir. Bölgesel Havacılık Antalya ve İzmir’de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Başta bölgesel havacılık projesi olmak üzere Adana’yı yeniden eski günlerine döndürecek olan önemli projelerimiz var.”
Adana başta olmak üzere Çukurova Bölgesinin illeri olan Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Hatay ve Gaziantepli iş çevrelerinin kurulacak havacılık firmasının ortağı olmaları gerektiğini vurgulayan Baş, Adana’nın bu projenin faaliyete geçmesi ile diğer iller gibi en az 20 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmesinin mümkün olacağını ifade ederek, “ATO Başkanı olduğum dönemde gündeme taşıdığımız Çukurova Bölgesel Havacılık Projesi ile Çukurova bölgesinde dış ticaret artacak. Bölgeye gelecek yatırımlar hız kazanacak ve turizm sektörü hareketlenecektir” diye konuştu.
ATO Başkan adayı Şaban Baş, 2011 yılında yönetim kurulundan ayrıldıktan sonra gelen yönetimlerin üyelere, Adana’ya ve bölgeye hiçbir katkıda bulunacak hizmetler yapmadığının altını çizerek şunları söyledi:
“Kalan eksik projelerimizi tamamlamak için son kez adayım. Daha sonra yerimi gençlere bırakacağım. ATO’yu eskiden olduğu gibi Türkiye’nin ve bölgemizin sevilen, sayılan ve seçkin bir odası yapmak için başkanlığa talibim” şeklinde konuştu.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°