Doğaçlama Tiyaro Adana’da
Manşet Haber 9.07.2016 02:13:15 0

Doğaçlama Tiyaro Adana’da

Doğaçlama Tiyaro Adana’da

Adana(Ulus)--Dünyanın birçok ülkesinde uzun yıllardır ilgi gören ve Türkiye’de yaklaşık 15 yıldır kendine yer bulabilen doğaçlama tiyatronun bir örneği Adana’da sahneleniyor.  tiyatrooo_gosterii (2)

Seyhan Belediyesi’nin katkılarıyla Adana’da faaliyet gösteren Umut Sahnesi ve Türkiye’de en bilindik doğaçlama tiyatro topluluklarından biri olan istanbulimpro'nun ortaklaşa gerçekleştirdikleri iki haftalık atölye çalışmasının ardından oyun 9 ve 10 Temmuz tarihlerinde saat 20.00’da Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak seyirci ile buluşacak.  Önceden bir kurgu olmaksızın sahne performansının anlık olarak oluşturulması ile yapılan doğaçlama tiyatro atölyesinin yürütücülerinden Mahmut Fikirsindi ile atölye çalışmaları ve doğaçlama tiyatro üzerine konuştuk.tiyatrooo_gosterii

DOĞAÇLAMA

Doğaçlama tiyaroya Türkiye’de ön ayak olan olan istanbulimpro’nun bir parçası olan Fikirsindi, Ülkemizde hızla yayılmakta olan ve hergün biraz daha fazla ilgi gören doğaçlama tiyatronun gösteriden çok katılımcıların temel doğaçlama prensipleri ile günlük hayatlarının kesiştiği yerlerin farkında olmaları olduğunu söyledi. Katılımcıların ve bu farkındalık sayesinde önceden çalışma ezber vs gerekmeden sahnede doğaçlama bir performans gerçekleştirdiklerini ifade eden Fikirsindi, “Kendine inanmak, kendine güvenmek, kendi potansiyelinin farkına varmak, kişiyi var eden, kişinin kendini ifadesini kolaylaştıran başka bir deyişle kendi hikayesini yaşamasına ve anlatmasına yardımcı olan kavramlardır” dedi. Bütün Adanalıları 9 ve 10 Temmuz’daki gösteriye davet eden Fikisindi “Kendine güvenen, birlikte eğlenmeyi ve üretmeyi amaçlayan bir ekip olarak sizleri oyunumuza davet ediyoruz” dedi.tiyatrooo_gosterii (1)

ATÖLYE ÇALIŞMALARI DEVAM EDECEK

Atölye’nin yürütücülerinden Adana’da faaliyet gösteren  Umut Sahnesi’nin Genel Sanat Yönetmeni Şahin Kelleci  çok verimli ve keyifli geçen atölye çalışmalarının bitmesine katılımcıların üzüldüklerini belirterek gösteriyi heyecanla beklediklerini ifade etti. Doğaçlama tiyatroda oyunların tekrarı olmadığını dile getiren Kelleci,  “Doğaçlama Tiyatro’da metin yok kostüm yok. Her şey o gün ve o anda oluyor ve bitiyor” diyerek seyircilerin her iki gün de oyunu izleyebileceklerini ifade etti. Bu yıl atölye çalışmalarının ikincisini gerçekleştirdiklerini dile getiren Kelleci, önümüzdeki sezon da yeni atölye çalışmlarını Adana Umut Sahnesi facebook hesabından duyuracaklarını ifade etti.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°