Doktoru mutsuz olanın hastası mutlu olmaz
Manşet Haber 14.03.2013 22:24:39 0

Doktoru mutsuz olanın hastası mutlu olmaz

Doktoru mutsuz olanın hastası mutlu olmaz


Cchp_kemalHP Genel Başkanı Kemal  Kılıçdaroğlu 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun mesajı şöyle;

“Bugün 14 Mart Tıp Bayramı

Dr. Ersin Arslan’ın katledilmesinin üzerinden 11 ay geçti.

Henüz 26 yaşında,  gencecik bir kalp damar cerrahisi uzmanımızı çarpık sağlık sisteminin sebep olduğu bir cinayete kurban vermiştik.

Dr. Ersin Arslan maalesef 14 Mart 2013’ü göremedi.

Bu tıp bayramı,  Dr. Arslan’ın meslektaşları ve bütün sağlık çalışanları nezdinde bir yas bayramına dönüştü.

Türkiye, şiddete maruz kalan, onuru kırılan, itibarı ayaklar altına alınan,  intihara sürüklenen mutsuz hekimler ülkesi haline geldi.

Şu gerçeği herkesin çok iyi anlaması gerekiyor;

Bir hekimi en çok mutlu eden şey, hastasına yeterince sağlık hizmeti verebilmektir.

Hastası için şifa olabilmektir.

Doktorlarımız bu imkândan mahrumdurlar.

Mesleklerini yeterince icra edemedikleri için mutsuzdurlar.

“Doktoru mutsuz olan ülkenin hastası mutlu olmaz”

Vatandaşı çaresiz bırakan, eşitsizlikleri uçuruma dönüştüren, sağlık çalışanlarını sağlığından eden; bu sağlık politikalarından acilen vazgeçilmesini bekliyorum.

14 Mart 2013’ün sağlığına kavuşmuş bir sağlık politikasının başlangıç günü olmasını diliyorum.

Dr. Ersin Arslan’ı bir kez daha rahmetle anıyor ve bundan sonraki 14 Martların doktorlarımız ve sağlık çalışanları için bayram tadında geçmesini diliyorum.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°