Domates üreticiliği ilk Adana’da başladı
Manşet Haber 30.07.2013 10:35:05 0

Domates üreticiliği ilk Adana’da başladı

Domates üreticiliği ilk Adana’da başladı

domates_Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin, 11 milyon tonu aşan domates üretimiyle Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyada dördüncü sırada bulunduğunu bildirdi.

Bayraktar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) dünyada 4 milyon 734 bin 356 hektar alanda 159 milyon 23 bin 383 ton domates üretildiğini, bu üretimin, 48,6 milyon tonunun Çin, 16,8 milyon tonunun Hindistan, 12,6 milyon tonunun ABD, 11 milyon tonunun Türkiye, 8,1 milyon tonunun Mısır, 6,8 milyon tonunun İran, 6 milyon tonunun İtalya, 4,4 milyon tonunun Brezilya, 3,8 milyon tonunun İspanya, 2,6 milyon tonunun Özbekistan tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.

Domates üretim alanında Çin’in 985 bin 903 hektarla birinci sırayı aldığını, Hindistan’ın 865 bin hektar alanla bu ülkeyi izlediği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Türkiye, domates üretim alanında 269 bin 584 hektar alanla üçüncü durumda. Nijerya 264 bin 430 hektar alanla dördüncü, Mısır 212 bin 446 hektar alanla beşinci, İran 183 bin 931 hektar alanla altıncı, Kamerun 150 bin hektarla yedinci, ABD’de 148 bin 730 hektarla sekizinci, Rusya 117 bin hektarla dokuzuncu, İtalya 103 bin 858 hektarla onuncu sırada. Dikkat çekici olan, verimdeki farklılıktır. ABD, Türkiye’nin domates üretim alanının yüzde 55’i kadar bir alanda domates tarımı yaparak, Türkiye’den fazla domates üretmektedir. Domates üretim alanında Çin ve Hindistan’ın ardından gelen Türkiye, ABD’deki verim seviyesine ulaşırsa üretimini ikiye katlayabilir. Bu da verimliliğin ne kadar önemli bir konu olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye’de domates yetiştiriciliğinin oldukça geç bir zamanda, 1900’lü yıllarda Adana’da başladığını bildiren Bayraktar, “Yıllara göre değişmekle beraber domates bugün toplam sera üretimimizin yüzde 48-52’sini oluşturmaktadır. Sera domates alanında ve üretiminde en büyük paya Antalya sahiptir. Antalya’daki örtü altı alanlarının yüzde 44,3’ünü domates kaplamaktadır” dedi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°