Gidiyoruz...Nereye Güneye ..Hadi ya
Evet gidelim ..Yüksel de geliyor ...Tamam
Saat 02.10 apartman girişinde Ramazan ...
Eşime veda
Vın Yüksel'in evine ...
O çoktan hazır..
Otoban gişelerini geçince Anlıyor insan ..Geziye çıktığını...
Konya üzerinden Manavgat....Artık ortalık parçalı bulutluda olsa güneşli...
Ve Antalya....Korkuteli'nde Loto Şans topu oyunları oynanır..Onlar bu işleri kovalarken..Yandaki tavukçudan kızarmış tavuk ...Karşıdaki bakkaldan bir kavanoz turşu..Fırından işte ekmek budur denilen cinsten 2 dev ekmek lezzet küpü...Tanesi 50 kuruş ikisi bir lira ..
Fırıncı tavuğu boşa almışsın abi dedi Bizim ekmekler katıksız yenir..Hakikaten öyle
Darısı Adana'nın başına...
Çek arabayı sağa Yüksel dur ...
Off off abi bunları ne zaman aldın ..Otoyolda tavuk turşu keyfi...
Karnımız doyunca gözümüz yolda oldu ...
Yüksel direksiyonda cin..
Maaşallah...
Gözümüzü açıp kapadık Fethiye..
Ve sürprizin Allahı denilen cinsten..
Göçek Tüneli
Özelleştirilmiş...Evet basbayağı özel tünel
Karayolunda ...
960 metre gidiyorsun 5 kilometre kısaltıyorsun yolu
Zamlanmış...3.50 kuruş
Bastırdık parayı..Geçtik özel şirket tünelinden ...
Saat 14.52
Hedef 2 yıl önce Simav'da dağbaşında tanıştığımız Balcı Aydın ailesinin Köyceğiz'deki evi ...
Ama ne yazıkki..Kötü bir haber aldık Aydın ailesinden ..Adres sorarken
Balcı İbrahim kısmi felç yaşamış...
Ve Köyceğizdeyiz
Sora sora Bagdat bulunurmuşya ..Balcı İbrahim'in evini ilk sorduğumuz işitme engelli Osman amca çıktı...
Geri döndük..Yatakta yatan Balcı İbrahim bizi görünce Yataktan fırladı adeta..Sarıldık öpüştük..
Eşinin gözü doldu..
İyiki geldiniz
Yataktan kalktı..dedi....Yere yurda sığdıramadılar bizi...
Akşam şöminede pişti Mis gibi yemekler ..Sohbetler kahkahalar..Balcı İbrahim dirildi adeta
Ama iğne saati geldi 7 kilometre ileride Köyceğiz Devlet Hastanesi'ndeyiz
Sonra Balcı İbrahim bizi Köycegiz'in meydanına götürdü.
Bir baktık..Deniz ...Ya benim bildiğim burada deniz yoktu bu ne o zaman...
Denizle baglantılı göl var
Köyceğiz Gölü... Tuzlu ve o an dalgalı.Gecenin karanlığında bile belli...
Sabah tam bir köy kahvaltısının ardıdan Balcı İbrahim'in elleri ile yetiştirdiği portakal bahçesinin orta yerindeyiz ...
Daha olmadan şeker tatında portakallar...
Ha İbrahim'in küçük kızı Huri getirdi bizi tarlaya traktörle..Traktörün arkasında İbiş denen bir bölüm var orada geldik Plastik sandalyelerde 4 erkek Lunaparkta gibiyiz
Dünyada bir ABD'de birde Köyceğiz'de yetişen agacın altında anı fotografı çektirdik..Tuh ağaçtan kopardığım dalı Köyceğiz'de unuttum...
Bir çiftçilik sırrı ögrendik...Tuvalletlerde kullandığımız pis koku gidericilerini ağaçlara asarsanız kesinlikle bahçeye domuz girmiyor
Köy kahvesinde acı kahve berberinde sakal traşı
Ve Aydın ailesine veda zamanı ...
Kasa kasa portakal mandalina nar ve tabiki balın hası ile uğurlandık ...
Bizede bekleriz... Uçaktan korkmana gerek yok yenge...Sözleri ile
İstikamet Datça ...
Marmaris ..Sarper'in henüz 3 - 4 yaşında ilk kulaçlarını atma gayretindeki turizm beldesi..Benim tanıdığım Marmaris'ten 2 - 3 tane daha oluşmuş...
Levhaları takiple Datça yolundayız...
Bir gün önce Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nin eski başkanlarından Erdogan Varol abimizi aramış Datça'daki hava durumunu sormuştuk ..Bu yaz kısmetse orada olacagımızı belirtmiş...Bekleriz yanıtını almıştık Erdoğan abiden..
Bir gün sonra Datça'ya ulaştığımızda...
Bir kez daha aradık Erdogan Abiyi..Ziraat Bankası Datça şubesi önündeyiz gel abi dediğimizde ''Olur Adana Şubesi önüne gelirim'' dedi..Erdogan abi
Ama ben karşısındaki Sedef Cafe'yi söyleyince ...5 dakika sonra yanımızdaydı...
Sarmaş dolaş tabi..
Burada KniDOST derneğini kurmuş arkadaşları ile Erdogan abi..Dernek binasında çaylar kahveler Anılar
Sonra Datça turu....İncekum Taşlık plajları bilgisi..Ardından Can Yücel'in yaşadığı ev ve sokaklar gezildi... Yarım kalan şarabının saklandığı Muhtarın Kahvesi'nde yine çaylar ve anı fotoları...Çekildi
Datça'dan ayrılmadan önce Can Baba'nın mezarını ziyaret etmeden olurmu..Dedik
Mezarın başına geldiğimizde dindar geçinip dine saygısı olmayan insanların
kırdığı mezar...İle karşı karşıyayız
Bir anı fotosu daha
Can Baba'nın yanında komşusu ..Gazeteci büyüğümüz Erdogan Tokatlı yatıyor ..Ruhuna fatihamızı okuduk..
Peter Sprotte Hayratı çeşmesini Hayret içerisinde gördük ..
Mezalık çıkışı Erdogan abi Mezarlıga 200 - 300 metre uzaklığındaki evini gösterdi bize ..
Dayanamadım patlatı bombayı..
Kolay olur abi dedim..Ne kolay olur oğlum dedi... Erdogan abi
''Abi oradan seni buraya taşımak''
Kahkalarımız ..Eminim ölülerimizi de güldürmüştür...
Erdogan abiyi evinin sokagının başına bırakıp vedalaştık...
Hedef meşhur Datça dometeslerinin yol güzargahında satıldığı tezgahlar...
Hemen ilkinde durduk
Doğuştan ruhlarında kabzımallık olan..Ramazan ile Yüksel kasa kasa domatesleri arabanı arkasına tıkıştırdılar adeta ..Bagajda yer kalmadı..
Burada domatesleri biberleri satan arkadaş..Bizim gırgır şamata halimizi görünce nereli olduğumuzu sordu...Adanalıyız değince Devlet Bahçeli beyin memleketi dedi ve Ekledi...
Biliyormusunuz bu dometesler ve biberler Devlet beyin tarlasından..
Nasıl yani dedik...
15 dönüm..Tarlayı bana ücretsiz verdi
Ek biç senin olsun boş duracağına dedi..
Allah razı olsun bizde gördüğün gibi buradan çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını çıkarıyoruz ..
Buradan da arkamızdan el sallayanlarımız oldu çok şükür...
Yeni hedef Kemer
Gazeteci meslektaşımız Metin Özdogan'ın bundan 12 yıl önce çeketini alıp geldiği Göynük'teki Beydagı Konağı
Navigatör....
Acaip bir alet hedefi belirliyorsun ..Seni uyutmuyor sürekli hız limitini aştın ..800 metre ileriden önce saga sonra yine saga gibi komutlar veriyor...Hedefe geldiğinde ancak susuyor...
Bizi yine aldı getirdi..Metin'in şirin mi şirin Konağına ...Dogru yataga
Sabah Metin'in ocağına incir diktik kahvaltıyı sildik süpürdük!
Sonra Göynük turu
Kendini Amerika'da sanacagın bir kent....Gözünü kapatsınlar ..Getirip bıraksınlar tahmin edemezsin
Göynük'te olduğunu...
Hani bilgilerini görgülerini artırmak için...
Paris'e Moskova'ya İtalya'ya... En son yeni döndüler... Çukurova Belediyesi Meclisi üyeleri ispanya'ya gittiler ya... Bence bütün meclis üyeleri Göynük'e gitsinler yeter...
Uzağa gitmeye gerek yok..
Onca yağmura karşın su birikintisi yok..Çukur yok..Sokaklar bizim Adana'nın caddeleri kadar...Dogal olarak heryer yeşil ama bakımlı...
Örnek belediyecilik yaşanıyor...
Neyse gelelim meslektaşımızın konağına
15 odalı 28 yataklı bu konakta dikkat çeken tek şey samimiyet ve kanevice işlenmiş kırlentlerdi...
Yastık ve çarşafların kenarları bunlarla donatılmıştı...
Tam bir Adanalılık ruhu yani..
Ve Metin ve ailesinede veda saati geldi..
Onlarda bizim arabanın bagajını görünce şaşırdılar..Domateslerden verdik..
Antalyadayız 81- 82 yıllarında askerlik yaptığım Antalya'da bir cadde vardı ...Şimdi onlarca bulvar var...
Son 30 yılda bu kadar gelişen bir kent dünyada yoktur eminim...
Begi Hasan'ı burda bulduk...Gırgırın şamatanın allahını yaptık...Buradan METRO Market'e geçtik ..Oranın başında da bir Adanalı var... Murat... 4 yıldır buradaymış Ramazan'ın arkadaşı ...Artık Antalyalı olmuş... Buradan da yemekli sohbet sonrası ver elini Alanya...
Ortak arkadaşımız Turgut'un yanına ...
Son birbuçuk senede başına gelmeyen kalmayan arkadaşımız Turgut ile eski günleri andık ..İşyerindeki çalışanları belkide hayatlarında böylesine tantanalı bir misafirlik olayı yaşamamışlardır ...Turgut ile de sarılıp öpüşerek vedalaştık ...
Virajlı yollardan sonra Taşucu Silifke Mersin Tarsus derken Saat 02.30 da Adanadayız...
Cumartesi 02.10 'de başlayan seyahatimiz Salı günü saat 02.30 da bitti...
3'ümüzede büyük moral oldu doğrusu...
Kimsenin yapmadığını yapmak mühimdi..Herkesin yazın gittiği yerlere biz kışa gireceğimiz şu günlerde gittik...
2 bin 200 kilometre yaptık ...Turizmin makyajsız günlerini gördük...
Dün dinlendik..Bugün yine Adana'nın tozlu yollarında olacağız kısmetse
