Dünyada Çin, ülkemizde Kastamonu
Manşet Haber 25.09.2015 00:48:08 0

Dünyada Çin, ülkemizde Kastamonu

Dünyada Çin, ülkemizde Kastamonu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sarımsakta üretimin artırılması, ithalatın önlenmesi gerektiğini bildirerek, “Üreticimiz Taşköprü sarımsağını kilosu 5-6 liraya satarken, Çin sarımsağı 9 lira 70 kuruşa ithal ediliyor. Yerli sarımsağın uygun fiyatına rağmen, hala 4 bine tona yakın ithalat yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

Bayraktar, sarımsağın, geniş bir coğrafyaya yayılmasının yanı sıra yüzyıllardır doğal bir antibiyotik ve antioksidan olarak kullanıldığını belirtti. Şemsi Bayraktar, önemli bir antiseptik, bağışıklık sistemini güçlendirici, tansiyon ve kolesterol düşürücü, idrar ve safra salgılarını arttırıcı, kalp ve damar hastalıklarını önleyici, sakinleştirici, kanser yapıcı maddeleri vücuttan uzaklaştırıcı etkileri olduğu öne sürülen sarımsağın, sağlık üzerinde önemli faydaları olan bir ürün olduğunu bildirdi.

Dünyada 2013 yılında üretilen 24,3 milyon ton sarımsağın beşte dördünün Çin tarafından üretildiğini, bu ülkeyi, yüzde 5,2 payla Hindistan, yüzde 1,7 payla Güney Kore’nin izlediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Çin, Hindistan, Güney Kore’nin ardından sarımsak üretiminde, Rusya, Bangladeş, Myanmar ve Özbekistan geliyor. Ülkemiz, dünya üretiminde yüzde 0,4 payla 17’nci sırada. 2007-2012 döneminde yıllık ortalama 80 bin ton olan sarımsak üretimimiz, 2013’de 87 bin tona, 2014 yılında 91 bin tona çıktı. Bu yıl üretimin 95-96 bin tonu bulacağı tahmin ediliyor. İller arasında yüzde 21,8 payla Kastamonu ilk sırada. Bu ilimizi yüzde 12,8 payla Kahramanmaraş, yüzde 11,7 payla Gaziantep, yüzde 6,3 payla Karaman, yüzde 6,2 payla Aksaray, yüzde 5,8 payla Balıkesir, yüzde 4,6 payla Hatay, yüzde 4 payla Tokat, yüzde 3,5 payla Adıyaman illerimiz izlemektedir.”

Sarımsağın yüzde 90’ı Çin’den

Üretimi daha da artırmak için potansiyelin var olduğunu, buna rağmen ihtiyaç karşılanamadığı için ithalat yapıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“2014 yılı itibarıyla taze, kuru ve işlenmiş 3 bin 896 ton sarımsak ithalatımız için 10 milyon 940 bin 432 dolar döviz ödendi. 2 bin 676 ton kuru sarımsak, 1193 ton da işlenmiş sarımsak ithal edilmiştir. Kuru sarımsak ithalatının tamamı, işlenmiş sarımsak ithalatının da yüzde 90’ı Çin’den yapılmıştır.

Ülkemizin var olan üretim potansiyeline rağmen ithalat yapılması ülkemiz yerine başka ülke üreticilerinin desteklenmesi demektir. Kaybeden sadece üreticilerimiz değildir. Uğradığı döviz kaybı ile ülkemiz de ekonomik kayba uğramaktadır. Üretim artırıldığı takdirde ithalata da gerek kalmayacaktır.

Sarımsak ithalatının kontrol altına alınması amacıyla 2006 yılında Ekonomi Bakanlığımız tarafından sarımsaklar (taze ve kuru) için ton başına 2 bin dolar, işlenmiş sarımsak için ton başına 3 bin dolar ithalatta gözetim uygulaması yapılmaktadır. 2014 yılında taze ve kuru sarımsaklar için ithalattaki gözetim uygulamasındaki değer 3 bin dolara, işlenmiş olan sarımsak için 4 bin dolara çıkarılmıştır. Alınan karar yerli üreticinin korunması açısından yerinde olmakla birlikte 1 kilogram kuru sarımsağın ithal fiyatı 2014 yılında ortalama 2,45 dolar, 2015 yılı 7 aylık verilere göre de 3,23 dolardır. İthalatın cazip halden çıkarılması ve yerli üreticinin korunması bakımından değerler daha da artırılarak gözetim uygulamasına devam edilmelidir.”

Yerli sarımsak 5-6 lira 

Ülkemizde Kastamonu Taşköprü sarımsağının “Coğrafi İşaret Tescil Belgesi” aldığını bildiren Bayraktar, “bugün Tasköprü sarımsağı olarak tescil edilen sarımsağın kilogramını üreticilerimiz ortalama 5-6 liraya satmaktadır. 1 kilogram sarımsak ithalatı için ödenen tutarın TL olarak karşılığı güncel döviz kuru ile 9 lira 70 kuruştur.  Son yıllarda sarımsak üretimimiz 80 bin tonlardan 90-95 bin tonlara çıktı. Üretimi daha da artıracak potansiyelimiz var. Bu potansiyel kullanılmalı, Türkiye sarımsak ithal etmekten kurtulmalıdır” dedi.

Girdiler üzerindeki vergi yükü hafifletildiği ve üreticimiz yeterince desteklendiği takdirde üretimde artış olacağını vurgulayan Bayraktar, ülkemizin ihtiyacı olan sarımsağı, ithalata da gerek kalmaksızın karşılayacak kapasitemiz de üreticimiz de olduğuna dikkati çekti. Bayraktar, ülkemiz üreticilerinin emeğinin zayi olmaması, ülkemizin de döviz kaybına uğratılmaması bakımından sarımsak üretimi artırılması gerektiğini vurguladı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°