DÜNYANIN EN GÜÇLÜ PASAPORTLARI BELLİ OLDU 
Manşet Haber 13.01.2023 10:48:56 0

DÜNYANIN EN GÜÇLÜ PASAPORTLARI BELLİ OLDU 

DÜNYANIN EN GÜÇLÜ PASAPORTLARI BELLİ OLDU 






Vize almadan seyahat edilebilecek ülke sayısına göre, dünyanın en değerli pasaportları belli oldu. Japonya 193 ülkeye vizesiz seyahat ile beş yıl üst üste ilk sırada yer aldı. Türkiye ise 110 ülkeye vizesiz seyahat imkânı ile 52’inci sırada yer buldu.





Ajans Press’in, Henley Pasaport Endeksi 2023 verilerinden elde ettiği bilgilere göre, vize almadan seyahat edilebilecek ülke sayısına göre tüm dünyadaki pasaportların sıralaması belli oldu. Japonya pasaportunun 193 ülkeye vizesiz seyahat ile ilk sıraya yerleştiği görülürken, ikinci sırada Singapur ve Güney Kore (192), üçüncü sırada Almanya ve İspanya (190), dördüncü sırada İtalya, Finlandiya ve Lüksemburg’un (189) , beşinci sırada ise Avusturya, Danimarka, Hollanda ve İsveç’in (188) olduğu saptandı. Türkiye ise listenin 52’inci sırasına yerleşirken vizesiz seyahat edebileceği ülke sayısının 110 olduğu kaydedildi. Araştırma pasaportların orijinal sıralamasından oluşurken, 190 ülke pasaportunun araştırma kapsamında yer aldığı belirlendi. Listenin son sıralarında ise Yemen (34), Pakistan (32), Suriye (30), Irak(29) ve Afganistan(27) yer aldı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°