Dünyanın en iyi 10 Türk Üniversitesinden Biri
Manşet Haber 16.09.2015 17:11:28 0

Dünyanın en iyi 10 Türk Üniversitesinden Biri

Dünyanın en iyi 10 Türk Üniversitesinden Biri

Dünyanın en prestijli Dünya üniversitelerini derecelendirme kuruluşu Quacquarelli Symonds (QS), “2015 - 2016 Dünyanın En İyi Üniversitesi” listesini açıkladı. Çukurova Üniversitesi sıralamaya giren 10 Türk üniversitesinden biri olarak ilan edilirken, listedeki 8.’liğini Ankara ve İstanbul Üniversiteleriyle paylaştı…

Dünyadaki yükseköğretim kurumları arasında işbirliği imkânlarının görüşüldüğü ve yeni gelişmelerin tartışıldığı, Çukurova Üniversitesi’nin de üyesi olduğu Uluslararası Yükseköğretim Fuarı (European Association for International Education - EAIE) toplantısı Birleşik Krallığın Glasgow şehrinde yapıldı.

kibarmustafaDört gün süren toplantıya Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Erdoğan, Dış İlişkiler Birimi Başkanı Prof. Dr. Harun Arıkan, Dış İlişkiler Akademik Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Tufan Eroldoğan ve Doç. Dr. Rana Yıldırım ile Erasmus Kurum Koordinatörü Okutman Semra Sadık da katıldı.

 Listede Yer Alan 8. Üniversite Oldu.

Bu etkinlik sürecinde dünya üniversitelerini derecelendirme kuruluşu olan QS, 2015-2016 Dünya Üniversiteleri sıralamasını açıkladı. Bu sıralamada; akademik tanınırlık (%40), öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı (%20), fakültelere göre atıf sayısı (%20), mezunların istihdam edilebilirliği (%10), uluslararası öğrenci ve uluslararası öğretim üyesi sayısı (%10) göstergeleri esas alındı. Değerlendirmeler çerçevesinde değerlendirmeye alınan Türk Üniversiteleri içerisinde Çukurova 8. olarak açıklandı. Aynı listede 8.’liği Ankara, Çukurova ve İstanbul Üniversiteleri paylaştı.

QS 2015-2016 listesindeki Türk üniversitelerinin isimleri, “Bilkent Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi Koç Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi - Ankara Üniversitesi - İstanbul Üniversitesi” olarak sıralandı

 “Dünya Üniversitesi Olma Hedefimizde Kararlıyız.”

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar yaptığı açıklama, '42 yıl önce iki fakülte ile eğitime başlayan Çukurova Üniversitesi’nin bugün gelinen noktada akademisyen, öğrenci ve çalışanlarından aldığı güçle ‘Dünyanın En İyi Üniversitesi’ listesine giren 10 Türk Üniversitesinden biri olmasından gurur duyuyorum.” dedi.

Çukurova Üniversitesi'nin daha kaliteli, daha modern, öğrenci merkezli eğitim verme ve dünya üniversitesi olma hedefinde kararlılıkla ilerlediğini dile getiren Rektör Prof. Dr. Kibar 'Çukurova Üniversitesi daha nice başarılarla varlığını sürdürmeye devam edecektir.' diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°