Meral Akşener.. Kim ne derse desin, istediği kadar ön yargılı olduğumu söylesin, sana hiç ısınamadım, hiç güvenemedim, hiç de sevemedim. Karakterinde her an bir problem, bir maraza çıkaracak tavır var.
Anlatmayacağım, Kılıçdaroğlu’na ihanetlerini. Ama bazı konuları sorgulamadan da edemiyorum. Unutamıyorum, patavatsızlığını tamir etmek için, “Kılıçdaroğlu benim ağabeyimdir,” dedikten sonra kardeşliğin hiçbir gereğini yerine getirmeyişini.
• Miting yapacak salon, konuşacak bir mikrofon bile bulamadığın zamanlar, Abin sana 15 ödünç milletvekili vererek mecliste grup kurmanı sağlamış, siyasetten silinmeni önlemişti.
• Kılıçdaroğlu 26 gün sürecek, 420 kilometrelik Adalet Yürüyüşüne çıkarken, sen manav ziyaretine gidiyordun ama seçimde kazandığın 43 milletvekilliğini kendi başarım saydın. Hem de siyasi mevta Bahçeli’nin 50 milletvekiline karşı.
• O sabırlı insan, Altılı Masa’da sana tam 1.5 yıl sana tahammül etti. Oysa sen, kendi tabirinle, “Kazanacak aday” zevzekliğini hiç ağzından düşürmedin. Böyle söyleyerek, aslında “bu masada cumhurbaşkanı olacak adam yok, buna ben de dahilim,” mesajını verdiğinin farkında bile değildin. “Bu masadan altı tane cumhurbaşkanı çıkar; kim olacağına ortak akılla karar vereceğiz,” deseydin, daha etkili bir mesaj olmaz mıydı?
• Tutturdun, “Ben başbakan olacağım,” diye. Nasıl olacaktın ki? Milletvekili miydin? En çok milletvekili olan partinin genel başkanı mıydın? Hükumeti kurma görevini sana mı vereceklerdi? ( Bu konuyu daha sonra ayrıca inceleriz.)
• 3 Mart akşamı masayı devirdin. Hiç de diplomasiye, politik nezakete uygun düşmeyecek ifadelerle, bir buçuk yıl oturduğun masaya “Kumar Masası” dedin. O masadaki rolünü sana aynı üslupla sorsalar, cevabın ne olurdu?
• Sonra döndün iki belediye başkanını da beraberinde getirdin. Kendince bazı planları bozmuştun. Bedelini inşallah yerel seçimlerde ödemeyiz. Allah için ikisi de çok çalıştı. Ama söyler misin, somut başarıları ne? İmamoğlu Karadeniz’i silip süpürecek yerde, Yavaş İç Anadolu’yu şahlandıracak yerde, bir tek il mi kazandı. Merkeze en yakın iki il, Kırıkkale ve Aksaray’ın oy oranlarını inceler misin?
• “Masa ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. İmamoğlu’nu önerdim, beşi birden reddetti Bu bir dayatmadır,” dedin. Beş kişinin ortak kararı dayatma, ama senin tek başına direnişin dayatma değil, öyle mi? Orada kararlar ortak alınıyordu, oysa sen dominant ev kadını rolündeydin.
• Masayı devirdiğin gece oyların bir anda %7 düştü. Kaç bin takipçi kaybettiğini sen daha iyi bilirsin. Bu seçim sonuçlarında o gecenin hiç rolü yok mu. Kaybettiğin oylar kime gitti? Danışmanlarına sor. Seçimin kaybedilmesinde o geceki tavrının hiç mi günahı yok?
İttifak bitti, bitecekti, bitmeliydi. Katolik nikahı değil, belirli süreli bir uzlaşmaydı. Ama Millet bunu Uğur Poyraz’dan mı duymalıydık? Bir araya gelip, çalışmalarınız için birbirinize, size destek veren halka teşekkür ederek ve gerektiğinde bu vatan için her zaman fedakarlığı hazır olduğunuzu söyleseydiniz daha zarif olmaz mıydı. Ona bile imkan tanımadın.
Şimdi tutmuş,, “Siyasi partiler birbirinin rakibidir,” diyorsun. Ama rakip olmalarının düşman olmalarını gerektirmediğini söyleyemiyorsun. Elini vicdanına koy ve kendine sor. Acaba ülke barışına Pervin Buldanlı kadar hizmet edebildin mi? Hem de aynı hanımefendilikle.
Haksızlık etmeyeyim; bir de güzel sözün var. “Ya tarih yazacağız, ya da tarih olacağız',” demiştin. Tarih yazamadın, tarih olmana ramak kaldı.
BİZ SABIRLI MİLLETİZ…
• TARİH YAZACAK BAŞKA BİR KADIN BEKLERİZ.
• SEN BİLE ÜMİDİMİZİ YOK EDEMEZSİN.
