Duran ve Yürüyen Adana
Manşet Haber 18.06.2013 23:12:32 0

Duran ve Yürüyen Adana

Duran ve Yürüyen Adana

Adana(Ulus)--
yatan_adam
İstanbul Taksim Gezi eylemlerine tam destek veren Adanalılar, İstanbul Taksim’de dün başlayan “Duran Adam” eylemine de tam destek verdi. Atatürk Parkı’nda toplanan Adanalılar da Duran adam oldu. Yüzlerce Adanalı Atatürk Parkı’nda eylemlerini bu kez “Duran Adam” olarak sürdürüyor.duran_adana

Öte yandan Atatürk Parkı’nda “Duran Adam” eylemine katkı veren Adanalılar Mavi Bulvarda yürüyüş eylemi de gerçekleştirdi. Yüzlerce araç da konvoy yaparak eylemlere destek veriyor. Yürüyüşte Adanalılar sloganlar atarak iktidara tepkilerini sürdürüyor.

BEYAZ ÖNLÜKLÜ DURAN ADAM

Taksim gezi Parkı eylemlerinde yaralanan direnişçilere yardımcı olduğu için Sağlık Bakanlığı tarafından fişlenen doktorlara, gözaltına alınan gönüllü sağlıkçılara destek olmak ve Hipokrat yeminine sahip çıkmak adına Sağlık Öğrencileri de 'Duran Adam' eylemine destek veriyor. Atatürk Parkında Plastik kelepçe ve Beyaz Önlükleriyle eylem başlatay Tıp öğrencileri ''İnsanlık Nöbeti'' tutacağız. Halka ve doktorlara uygulanan Polis şiddetine karşı duruyoruz.' dediler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°