“Eczacı fakirleşti, tükendi”
Manşet Haber 28.09.2015 08:35:27 0

“Eczacı fakirleşti, tükendi”

“Eczacı fakirleşti, tükendi”

Adana Eczacı Odası (ADEO) Başkanı Ecz. Ersun Özkan, 2010 yılından bu güne eczacıların yaşadığı ekonomik çıkmazların aşılamadığını, binlerce eczacının yoksulluk ve açlık sınırında mücadele verdiğini söyledi. Özkan, “Her gün daralan eczane ekonomileriyle eczacının elinden alınarak birilerinin cebine aktarılan eczane cirolarıyla eczacı fakirleşti, tükendi. Her 3 eczacıdan 2’si zor duruma düştü” dedi.

Yeniden Adana Eczacı Odası başkanlığına seçilen Ersun Özkan, 2002 yılından günümüze AKP iktidarı ile başlayan birçok alanda değişim ve dönüşümün hayata geçmesiyle ciddi kırılmaların yaşandığını dile getirdi. Ersun Özkan, şöyle konuştu:

“Bu süreçte tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün egemen olduğu bir ortamda yanlış tercihler sonucu içeride ve dışarıda adı konmamış bir savaşın ve her gün yeni gelen şehit haberleriyle kutuplaşmaların nefrete dönüştüğü toplumsal gerginliğin sürekli tırmandığını hep birlikte izliyoruz. 7 Haziran genel seçimler öncesi konuştuğumuz demokrasi, insan hakları, hukuk, laiklik ve yolsuzluk söylemleri yerini maalesef iç savaş söylemlerine bıraktı. Siyasi inatlaşmalar uğruna halka ağır bedeller ödeterek gencecik insanların kanını akıtanların ve bu kanın akmasına neden olanların er ya da geç bunun bedelini ödeyeceklerini bilmelidirler. Bu vesileyle bir kez daha şehit olan asker, polis ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. 2002 yılında başlayan ve süslü söylemlerle sunulan politikalar geldiğimiz noktada yıkımla sonuçlanmış kamu vicdanında da ciddi hasarlar oluşturmuştur. Umut ediyor ve diliyorum ki 1 Kasım tarihinde yapılacak erken seçimler bu yıkım sürecinin sonu, belki yıllarca sürmesi gerekecek bir onarım döneminin başlangıcı olur.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°