ECZACI ODASINDA ERSUN ÖZKAN GÜVEN TAZELEDİ
Manşet Haber 16.09.2019 17:58:44 0

ECZACI ODASINDA ERSUN ÖZKAN GÜVEN TAZELEDİ

ECZACI ODASINDA ERSUN ÖZKAN GÜVEN TAZELEDİ






Adana
Eczacı Odası’nda  başkanlığa yeniden
Ersun Özkan seçildi.





Divan
Başkanlığını EczacıOktay Vurankaya, yardımcılığını Esra Yılmaz, yazmanlığını ise
Pelin Yeşil ve Mustafa Oruç’un yaptığı Eczacı Odası olağan genel kuruluna CHP
Adana Milletvekili Ecz. Burhanettin Bulut, Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı
Erdoğan Çolak, Çukurova Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran
Öğülener, akademisyenler, Güney Ecza Koop. Başkanı Tarkan Bir ve eczacılar
katıldı.





4.
Bölge ADEO Başkanı Ecz. Ersun Özkan, son iki yıllık süreçte Türkiye’de
siyasetten ekonomiye, eğitimden sağlığa, hukuk sisteminden hak ve özgürlüklere
tartışmalı birçok uygulama ve değişikliği hep birlikte yaşadıklarını belirtti. Özkan,
konuşmasında şu görüşlere yer verdi:





 “Suriye’deki iç savaşın ülkeye askeri
yansımaları, yaşanan göç dalgası sonucu katlanarak büyüyen hem ekonomik hem de
sosyokültürel olumsuzluklar  ve terör olaylarıyla birlikte ciddi bir
güvenlik sorunu da hayatımızın bir parçası oldu. Kadına ve çocuğa şiddet,
taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri artarak devam etmiş ve toplumsal tedavi
gerektiren bu hastalık hali bizlere utanç ve üzüntü yaşatıyor. Yine bu süreçte
asla taviz vermeyeceğimiz değerlerimizden olan Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve
laikliğe yönelik saldırılar da sürmektedir. Döviz kurunda yaşanan dalgalanma ve
Türk lirasında yaşanan değer kaybı, 2.050 TL olan 4 kişilik aile için
açlık ve 6.700 TL olan yoksulluk sınırının altında milyonlarca insanın hayatını
idame ettirmeye çalıştığı, işsizlik oranının %15’leri bulduğu ve bunun %25’ini
üniversite mezunlarının oluşturduğu bir tabloyu hep birlikte görmekteyiz.”





 SİYASİ VE SOSYOEKONOMİK SIKINTILAR YAŞIYORUZ





Ülke
olarak doğuya giden bir geminin içinde olduğumuzu varsayarsak, eczacılar olarak
bizlerin batıya gitme şansı yoktur. Buna paralel yaşadığımız sıkıntıların büyük
bir kısmının da, ülke olarak yaşadığımız siyasi ve sosyoekonomik sıkıntıların
yansımasıdır. Bu anlamda başta eczane ekonomileri olmak üzere KKİ, ilaç fiyat
kararnamesi ve eczacı kar oranlarını, SGK protokolleri, OTC ve reçetesiz ilaç
satışı, SUT, tekelleşen dağıtım kanalları ve ecza kooperatifleri, Suriye
mülteci reçete protokolü, eczane kesinti ve cezaları, şehir hastanelerinde
eczane açma girişimleri, eczacılık fakülte sayı ve kontenjanları, yardımcı
eczacılık, ikinci eczacılık ve eczacılıkta istihdam gibi daha da
artırılabilecek birçok sorunu da bu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir.”





 “TÜRKİYE’DE SAĞLIK REKABETE AÇILMIŞTIR”





Çukurova
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Öğülener ve Güney Ecza
Koop. Başkanı Ecz. Tarkan Bir’in de birer konuşma yaptığı genel kurulda
görüşlerini dile getiren  Türk Eczacıları
Birliği (TEB) Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, “Türkiye’de sağlık rekabete
açılmıştır. Eczacılık ticarileşsin diye bir çaba var. Bunu mutlaka engellemeliyiz.
Sağlık, şehir hastaneleriyle ulaşılamaz hale gelmiştir. Bu bir rantlaşma
işidir.” dedi.





,
“TOPLUMUN ÇİMENTOSU SAĞLAM”





Türkiye’nin
çok zorlu bir süreçten geçtiğini söyleyen CHP Adana Milletvekili Ecz.
Burhanettin Bulut, “Türkiye’de hukuk zor durumda, ekonomi zor durumda, siyaset
zor durumda, akademisyenler zor durumda ama toplumun çimentosu sağlam.”dedi.





TEK
LİSTE





Tek
liste ile gidilen seçim sonucu göreve gelen Ecz. Ersun Özkan, Ecz. Ö. Mürsel
Yalbuzdağ, Ecz. Sühendan Toksöz, Ecz. Erdem Kızıltepe, Ecz. Oğuzhan Sürme, Ecz.
Fulya Akgün ve Ecz. M. Ceyhun Dalkıran mazbatalarını almalarının ardından görev
bölümü yapacak.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°