Adana(Ulus) - Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan,
muayene ücretleri, kamu kurum iskontoları, eczane stok zararları, kamu otoritesinin tek yanlı uygulamalarıyla eczane dışına çıkan günübirlik ilaçlar, kemoterapi ilaçlarının hastaneler tarafından karşılanma zorunluluğu gibi birçok başlığın büyüyerek sorun olmaya devam ettiğini söyledi.
Divan Başkanlığını Eczacı Oğuzhan Sürme’nin yaptığı Adana Eczacı Odası’nın 2015-2016 yılı Olağan Mali Genel Kurulu Ali Ersan Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Kurula Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak’ın yanı sıra Eczacılık ve Tıbbi Cihaz Şube Müdürü, İlaç Kooperatiflerinin temsilcileri ile eczacılar yoğun katılım gösterdi.
“YENİ ECZACILIK MODELİ OLUŞTURULMALI”
Sağlık alanında yaşanan değişim ile birlikte ilaç ve eczacılık alanının da değiştiğini söyleyen Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan, yaşanılan değişimlerin sağlık alanının ticarileşmesi ile sermayenin daha çok kazanmasına yolaçtığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Biz eczacıların aynı oranda fakirleşmesine neden olmaktadır. Bu süreçte eczanelerimizi ayakta tutacak günlük tedbirlerle hayatımızı idame ediyoruz. Bu anlayış ile her SGK İlaç Alım Protokolü görüşme dönemi başta eczacılarımız olmak üzere birçok eczacı odası yöneticimizde sıkıntıları azaltacak yönde beklenti oluşuyor. Bir taraftan Sağlık Bakanlığı diğer tarftan SGK uygulamaları mesleğimizi şekillendirirken sadece bunlara direnerek ayakta durmaya çalışmanın artan genç eczacı sayısıyla birlikte, bizleri geleceğe taşıyamayacağının artık farkına varmamız ve bu noktada yeni bir eczacılık modelini hayata geçirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekmektedir. Eczanelerimizi birer halk sağlığı merkezine dönüştürerek, eczacılarımızın akademik ve mesleki bilgilerini danışmanlık noktasında ekonomik kazanıma çevirecek, ilaç fiyatlarından ve karlılığından bağımsız eczanelerde verilecek sağlık hizmetlerinin karşılığı olan Meslek Hakkı’nı da içerisinde barındıran yeni eczacılık modelini oluşturmamız gerekmektedir”
“3. DÜNYA SAVAŞI AREFESİ GİBİ SÜREÇ YAŞIYORUZ”
Çağın sorunları karşısında bireysel çözümler önermenin sorunları çözemeyeceğini net olarak bildiğini, örgütlülüğün herşey olduğunu, örgütsüzlüğün ise hiçbirşey olmadığını vurgulayan Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, şunları söyledi:
“Ülkemizin içerisinde yaşadığı siyasal ve sosyal atmosfere bakıldığında sanki bir üçüncü dünya savaşı arefesindeymişiz gibi bir süreçte yaşıyoruz. Bir kaos sürecinden geçiyoruz. Bu kaosun içerisinde kadın cinayetleri var. İş cinayetleri var. Savaşlar var. Mülteciler var. Suriye’ye müdahale var. İŞİD belası var. Özellikle Büyükşehirlerde patlayan sivil yada değişik kesimlerden insanlarımızın hayatını kaybettiği bombalama olayları var. Gelinen bu nokta değerlendirildiğinde; ruh sağlığının bozulduğunu, toplumun bir cinnet haline doğru hızla yol aldığını görürüyoruz. Böyle bir süreç içerisinde kendimizin, çocuklarımızın ruh sağlığını koruyarak geleceğe yol alması mümkün değildir. Eczacı en yakın sağlık danışmanıdır derken iki şeyden bahsediyoruz. Birincisi gerçekten fiziki olarak yakın olan eczacı sosyal olarakta, bilimsel olarakta en yakın sağlık danışmanıdır. İkincisi eczacı sağlık ekibinin hastasıyla hiyerarşik yapı kurmuyor. Buda bizim açımızdan son derece önemli. Çünkü eczaneler sağlık zincirinin önemli giriş ve çıkış noktasıdır. Biz Sağlık Danışman Eczacı modelini hayata geçirmek istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nında bu modelini onaylamasını bekliyoruz. Böyle bir programla eczacılarımıza diyabet danışmanı, obezite danışmanı, sigarayı bırakma danışmanı gibi ünvanlar kazandırmak istiyoruz. Bu hizmetler yerine getirilirken eczanede kan şekeri ölçümü, tansiyon ölçümü, aşılama gibi temel hizmetleride yapacağız ve buna ilişkin uygulamalarla birlikte bir meslek hakkı almalıyız. Bu temel stratejimizdir.”
