Eğitimciler İLKSAN için Sandığa Gidiyor
Manşet Haber 8.04.2016 00:43:52 0

Eğitimciler İLKSAN için Sandığa Gidiyor

Eğitimciler İLKSAN için Sandığa Gidiyor

Eğitim Sen Adana Şube İLKSAN seçimleri için adaylarını belirledi.

'Bakanlık Vesayetinin olmadığı, Demokratik Bir İlksan İçin, 9 Nisan’da Sandıktayız'  diyen Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, İlkokul Öğretmenlerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı İLKSAN’ın  Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç’un İlköğretim Genel Müdürü olduğu 1943 yılında çıkarılan 4357 sayılı yasayla kurulduğunu anımsatarak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:egitimsennn

“Sandık; konut, sağlık, doğum, ölüm ve öğrenim gibi en çok sıkıntı çekilen konularda üyelerine hizmet vermiştir. 1970’li yıllarda TÖB-DER çatısı altında örgütlenen öğretmenler, tüm baskı ve zorlamalara rağmen, yapılan seçimlerde İLKSAN yönetimine gelmiş, yasa ile verilmiş yetkiyi kullanarak ana statüde değişiklikler yapma olanağı bulmuşlardır. İlkokul öğretmenlerinin örgütlü mücadelesinin getirdiği bu kazanım, 12 Eylül 1980 darbesinin izinden gidenlerin çabaları ile büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır.

12 EYLÜL DARBESİ VE İLKSAN’A ETKİSİ

4357 Sayılı İLKSAN Yasası, 1985 yılında 3179 Sayılı Yasa ile yeniden değiştirildi. Değişiklikle, tüm demokratik örgütlenmeleri dağıtan, yıkan, yok eden otoriter zihniyet İLKSAN’ın demokratik yapısını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Anastatüde yapılan bir değişiklikle 7 kişilik yönetim kurulunun 4 üyesinin, 3 kişilik denetim kurulunun 2 üyesinin bakan tarafından belirlenmesi sağlanarak siyasi irade sandığın yönetimini mutlak anlamda ele geçirmiştir.

Anastatü hazırlama yetkisinin MEB’e verilmesi, sandığın doğrudan doğruya Bakanlığın etkisi altına girmesini beraberinde getirmiştir. Eğitim emekçilerinin bu dönemde yeterince örgütlü ve etkin olmaması nedeniyle artan keyfilik daha da yoğunlaşmıştır. Bakanlığın siyasi tercihleri ile MEB bürokratlarının ve sandık yöneticilerinin çıkarcılığının birleştiği bu dönemde İLKSAN; arsa ve otomobil alım-satım yolsuzlukları ile birlikte anılır hale gelmiştir. Turizmden otelciliğe kadar pek çok şirket kurulmuştur.

İLKSAN HANGİ ANLAYIŞLA YÖNETİLİYOR?

İLKSAN’ın toplam üye sayısı 2014 verilerine göre 265 bin 187’dir. Üyelerinin yüzde 56’sı kadın, yüzde 44’ü erkek olmasına karşın, yönetim kurulunda bir tane kadın bulunmaması, İLKSAN’ın cinsiyetçi bir anlayışla ve temsilde adaleti yok sayan bir bakış açısı ile yönetildiğini göstermektedir.

İLKSAN’ın en büyük gelir kalemi üye aidatları iken, ikinci büyük gelir kaynağı ikraz gelirleridir. İLKSAN’ın üyelerinin çekeceği banka kredilerine aracılık yaparak ciddi gelirler elde ettiğini göstermektedir. Bu durum İLKSAN’ın hem kuruluş felsefesine aykırıdır, hem de bir sosyal yardım sandığı olma işlevi ile bağdaşmamaktadır. İLKSAN Yönetim Kurulu üyelerinin aldıkları maaşlar oldukça yüksektir. Şöyle ki; İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı’nın maaşı brüt asgari ücretin 7 katı, İLKSAN Yönetim Kurulu üyelerinin maaşı brüt asgari ücretin 5 katı; İLKSAN Denetleme Kurulu üyelerinin maaşı brüt asgari ücretin 3 katıdır. Üstelik bu ücretlere yolluklar, yevmiyeler, huzur hakkı vb diğer giderler dahil değildir.

EĞİTİM SEN’İN İLKSAN’A BAKIŞI

İLKSAN, tamamen Bakanlığın yönetimi, denetimi ve gözetimi altındadır. Temsilciler Kurulu kararları; ancak Bakan tarafından uygun bulunduğu takdirde uygulanabilmektedir. Sandığın tüm mali kaynağını sağlayan üyeler yetkisiz ve etkisiz durumdadır. Sandığın tüm işleyişini düzenleyen anastatüyü hazırlama yetkisi, 3179 Sayılı Yasayla Bakanlığa verilmiştir. Bu konuda temsilciler kurulunun karar alması tamamen göstermeliktir. Yedi kişilik yönetim kurulunun 4 üyesi Bakan tarafından belirlenmektedir.

İLKSAN’da demokratik örgüt yapısının oluşturulması, ticari işletmecilikten vazgeçilmesi, üyelerle etkili iletişim kurulmasına yönelik kanalların oluşturulması gerekmektedir. Bugün 50 bin kişi emekli olsa, İLKSAN emeklilik yardımlarını karşılayamayacak durumdadır.

Sendikal anlayışları gereği, temsil ettiği üyelerin haklarını korumak ve geliştirmek için mücadele etmeleri gereken İLKSAN yöneticilerinin bu mücadeleyi yürütecek donanıma ve ufka sahip olmadığı görülmektedir.

İLKSANIN İÇİNDE BULUNDUĞU SORUNLARIN ÇÖZÜLEBİLMESİ İÇİN;

* İLKSAN, demokratik bir yapıya kavuşturulmalı, MEB’in vesayetinden derhal çıkarılmalıdır.

* İLKSAN’ın anastatüsü temsilciler kurulunca hazırlanmalı, her türlü karar üyelerin iradesinin hakim olacağı temsilciler kurulundan alınmalıdır.

* İLKSAN anastatüsü demokratik, saydam, katılımcı bir yapıya kavuşturulmalı, tüm anti demokratik ve vesayetçi hükümler temizlenmelidir.

* Temsilde adaleti sağlamak için illerde her 1000 üyeye 1 temsilci, ilçelerde ise her 100 üyeye 1 temsilci seçilmelidir.

* İLKSAN kuruluş amacına uygun olarak yardımlaşma ve dayanışma sandığı haline getirilmelidir.

* İLKSAN’ın yönetim ve denetim kurulları üyelerden yani öğretmenlerden oluşmalı, dışarıdan her türlü siyasi müdahaleye kapalı olmalıdır.

* Yönetim kurulları üyeleri üst üste ikiden fazla seçilmemeli ve görev süreleri 2 yıl ile sınırlı olmalıdır. * Üyelerinin istem ve gereksinimlerini karşılayacak bir İLKSAN yasası çıkarılmalıdır.

* İLKSAN üyelerinin yararlanamayacakları, sandığı zarara sokan her türlü ticari işletmecilik anlayışına son verilmeli, var olanlardan vazgeçilmelidir.

* İLKSAN’ın sosyal yardımları günün koşullarına uygun hale getirilmeli ve tüm üyelerin ayrımsız bir şekilde yararlanması sağlanmalıdır.

* İLKSAN başta kendi üyeleri olmak üzere, her türlü denetime açık olmalı ve şeffaf bir şekilde yönetilmelidir.

* Üye sayısı dikkate alınarak kadınlara yönetimlerde eşit temsiliyet sağlanması için gerekli adımlar atılmalıdır.

* İLKSAN’ın geleceğine sadece üyeleri karar vermelidir.”

EĞİTİM SEN İLKSAN İLÇE ADAYLARI

 





























































































İLÇEİŞYERİADISOYADI
CEYHANAyşe Malaz İlkokuluFETHİGEYİK
CEYHANCumhuriyet İlkokuluSONERHAYTAOĞLU
ÇUKUROVAHacı Nazım Turgut İlkokuluATALAYTEMEL
ÇUKUROVANigahi Soykan İlkokuluMÜNİRKORKMAZ
KARATAŞYemişli İlkokuluİBRAHİMKOCA
SARIÇAMincirlik ilkokuluSEHERTEZEL
SARIÇAMincirlik ilkokuluZEKİMARAKLI
SEYHANCafer Recai Gizer İlkokuluHÜLYAYILMAZ
SEYHANCelalettin Sayhan İlkokuluÜLKÜGÜLŞEN
SEYHANDenizli ilkokuluGAZİATEŞ
SEYHANİsmail Hazar İlkokuluYALÇİNALÇİÇEK
YÜREĞİRAnadolu OrtaokuluELİFŞAN
YÜREĞİRVehbi Necip Savaşan İlkokuluGÜNDÜZYILMAZ
YÜREĞİRYüreğir Rehberlik ve Araştırma MerkeziOKANBOLAT

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°