Einstein ve Siyaset – 2

Einstein ve Siyaset – 2

Parti ideal demek, örgüt demek organizasyon demek.

Yerel de ve genelde ki kısmi kazanımlar, ideale giden yolda ki küçük başarılar.

Birileri bize bunu büyük başarı gibi gösterirse gülüp geçerim.

Bir şirkette ki %1 hisse ile %49,9 hissenin değeri aynıdır. Karar mekanizmasında yoksunuz demektir. Komuta siz de değil demektir.

O halde başarı %51 dir. Bu kadar basit.

Yerel deki başarı ise tamamen büyük hedefin habercisi olmalı. “Sosyal demokrat park” yapabilirseniz veya “sosyal demokrat kaldırım” yapabilecek bir belediye başkanı varsa o ayrı.

Siyasetin merkezi örgüttür.

Siyasetin han’ı örgütler, apoletlendirilmiş siyasi kişiler ise herzaman yolcudur.

Bunu böyle değil de tersine çevirdiğimizde, ortaya bildiğimiz sonuçlar çıkmaktadır.

Kerameti kendinden menkul insanlar, halkın gönlüne taht kurmuş siyasi piyonlar, kullanışlı aptallar.

Metodik olmayan hiçbir başarı kalıcı olamaz. Hadi ideolojik diyelim. Başarı da başarısızlık da matematikseldir, metodiktir.

Ben varsam başarı var diyenler ise bilsinler ki şarlatandır. Sen varsan başarı var da yoksan peki ? Tarlaya ektiğin ekini illa sen mi biçeceksin, sensiz biçilemeyen ekin ne kadar üründür? Çocuklarına miras bırakan baba kadar da mı olmaz insan? O zaman çocuklarına sadece borç bırakan baba kadar sevimsizdir, kendisinden sonrası hüsran olan siyasetçiler. Başarılı da değillerdir. Kumdan kaledir başarıları, pragmatik ve sahtedir.

Kalıcı başarı, “planlanan-örgütlü” başarılardır. Kişilere endeksli olmayan, metodlara ve bilime endeksli olan.

Einstein’ı ve Nasreddin hoca’yı doğru anlamadan başarılı olamazsınız...

Anlamazsanız sa sözümüz olmaz ...

 

adanaulus

24.04.2016 15:15:25

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI