Eko turizmine ilgi
Manşet Haber 8.09.2012 12:31:56 0

Eko turizmine ilgi

Eko turizmine ilgi

Zengin bir tarihe, doğal güzelliklere sahip olan, yayla köylerinde eko turizme ilginin artması en çok köylüleri sevindiriyor. Ekoturizme ilginin köylerde kalkınmaya yol açabileceği de ifade ediliyor.
Sahipliğini Tarsus Turizm ve Tanıtım Derneği'nin üstlendiği, Mersin Üniversitesi ile Tarsus Orman İşletme Müdürlüğü'nün ortağı olduğu, Çamlıyayla Belediyesi ile Mersin Bisiklet Derneği'nin de iştirakçi olarak yer aldığı 'Toplum Tabanlı Ekoturizm: Çamlıyayla Yerel Örgütlenme Modeli Projesi' Çamlılya Kaymakamlığı'nın himayesinde başladı. Çukurova Kalkınma Ajansı'nın mali destek programı kapsamında desteklediği proje kapsamında, Mersin Üniversitesi'nden Doç. Dr. Nüzhet Türker başkanlığında yürütülen çalışmalarda, bölgede yürüyüş ve bisiklet rotaları çıkarılacak, ilçeye bağlı köylerde, özellikle kent yaşantısından soluk almak için gelenlerin konaklamasına ve çevreyi gezmelerine yönelik bölge halkına ev pansiyonculuğu ve alan klavuzluğu eğitimleri verilecek. Bunların yanı sıra orman dışı ürünler, yiyecek, içecek, el işleri gibi yerel değerlerin pazarlanmasına yönelik çalışmalar da yapılacak. Bu kapsamda, Mersin Üniversitesi'nin ilgili fakültelerinden gönüllü öğrenciler de çalışmaları yürütecek.
Projenin bölgedeki doğa turizmi etkinlikleri ile sosyo-kültürel turizm deneyimlerini yöre halkına gelir sağlayacak şekilde geliştirerek, bölgenin doğasının sürdürülebilir korunmasını sağlayacak yerel bir toplum tabanlı ekoturizm modelinin alt yapısını oluşturmayı amaçladığını belirten Doç. Dr. Nüzhet Türker, '9 ay süreli bu çalışmalarımız sırasında yılın farklı mevsimlerinde köy ziyaretleri yapılıp, köylerin yıllık ekoturizm takvimleri çıkarılacak. Yürüyüş ve bisiklet parkurları saptanacak. Ev pansiyonculuğu yapmak isteyen köylü vatandaşlarımıza bu konuda 16 gün teorik, 1 gece konaklamalı uygulamalı eğitimler verilecek. Şehir hayatından kaçıp gelenler, bir köy evinde konaklarken, sabah köy kahvaltısı yapacak. Bölgedeki ev hanımlarımızın yaptığı birbirinden lezzetli reçeller, doğal, katkısız tereyağı, peynir, zeytin, sıkma, gözleme, börek, kümesteki tavukların taze, günlük yumurtalarından yapılan omletler kahvaltıda sunulacak. Köylerdeki pansiyon evlerde kalan misafirler sabah şehir gürültüsü ile değil, horozun ötüşü, kuşların cıvıltısı ile uyanacak, yürüyüş parkurundaki yürüyüşün ardından harika bir kahvaltı ile güne başlayacak. Ekoturizmin bu yönü Çamlıyayla ilçemizi de ekonomik olarak kalkındıracak' dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°