Ekonomi emekçi kadınlarla yükselecek
Manşet Haber 2.07.2013 13:29:30 0

Ekonomi emekçi kadınlarla yükselecek

Ekonomi emekçi kadınlarla yükselecek

akay_aladagEkonomideki ilerlemenin kadınların iş yaşamına etkin katılımıyla gerçekleşebileceğini belirten CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Akif Kemal Akay, Aladağ’daki kadın işletmecilerin çokluğunun memnuniyet verici olduğunu söyledi. Akay, “Buradaki kadınlarımıza söz veriyorum. Tüm belediye imkanlarını kullanarak kadınların eğitimi ve iş hayatına girmeleri yönündeki tüm engelleri kaldıracağız. Aladağ ekonomisi emekçi kadınlarla yükselecek” dedi.

CHP Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Akif Kemal Akay, Aladağ ilçesini  ve Meydan Yaylası’nı ziyaret etti. Aladağ İlçe Başkanı Hasan Erkan, ilçe yönetim kurulu üyeleri ve partililer tarafından karşılanan Akay, İlçe Başkanı Erkan, MHP’li Aladağ Belediye Başkanı Yusuf Kuş ile  görüştü.

Adana’nın ve Aladağ’ın sorunlarıyla bu sorunların çözümü için neler yapacağını anlatan Akay kahvede Aladağlı yurttaşlarla da bir araya geldi. Akay, sosyal belediyecilik anlayışıyla sorunlara etkili ve kalıcı çözüm bulacaklarını bildirdi. Aladağ’ın sorunlarının çözümü için önerilerini sıralayan Akay,  TÜİK verilerine göre Adana'nın birçok ilçesinin Türkiye'nin en geri kalmış ilçeleri arasında olduğuna dikkati çekti. Aladağ’ın maden arama ve işletme tesisleri dolayısıyla diğer ilçelerden biraz daha şanslı olduğunu dile getiren Akay, işsizliğin ülkenin en büyük sorunu olduğunu ve bunun diğer sorunları da tetiklediğini vurguladı.

Dünya demokrasileri ve modelleri üzerine geniş çalışmalar yapıp bunları kitaplaştıran Akay, yerel yönetimlerde ve demokrasi kültürünün geliştiği ülkelerde sorunların çözümünde yerindelik ilkesine göre hareket edildiğini belirterek, belediye başkanlığı döneminde bu ilkeyi yaşama geçireceğini söyledi. Bu ilkenin uygulanmasıyla daha başarılı sonuçların ortaya çıktığını anlatan Akay, “Yerindelik ilkesi kaba tabirle, bir bölgenin ve ya köyün ya da sokağın sorunu olduğunda, o sorunun bölgede yaşayan insanların katılımı ve çözüm önerileri dikkate alınarak hemen yerinde çözümünü uygulamaktır. Yani birileri sizin adınıza oturduğu yerden kararlar alıp size dayatmayacak. Tüm kent bileşenleri olarak görüşleriniz alınacak. Bundan kuşkunuz olmasın” diye konuştu.

EMEKÇİ KADINLAR ALADAĞI YÜKSELTİYORLAR

Esnaf ziyaretleri de yapan Akay, kadın işletmecilerin çokluğundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Akay, “Nasıl ki toplumun ve ailenin kültür seviyesinin yükselmesi kadının eğitimine bağlıysa ekonominin yükselmesi de kadının iş hayatına etkin katılımıyla gerçekleşir. Kadınlarımıza söz veriyorum belediyenin tüm imkanlarını kullanarak kadınların eğitimi ve iş hayatına girmeleri yönündeki tüm engelleri kaldıracağız. Aladağ ekonomisi emekçi kadınlarla yükselecek” şeklinde konuştu.

Akay, ziyaretlerinde ay-yıldızlı tişörtler dağıtarak çocukları da sevindirmeye devam etti. Akay, daha sonra Meydan Yaylası’nı da ziyaret etti. Burada yurttaşlarla çay içip sohbet eden Akay’a yurttaşlar Meydan yaylasında yaşanan su sorununu aktarıp çözüm sözü istediler.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°