EKSİK/EĞİTİM...

EKSİK/EĞİTİM...

“iktidarın” anlattığı gibi bir ülkede yaşamak isterdim de…


“İktidarın”, anlatmadığını yaptığı bir ülkede, “eksikleri” bol, “yanlışları” çok, ikilemleri her gün büyüyen bir ülkede yaşıyoruz…


Dünkü yazının son bölümünde yer alan iki tümce böyleydi…


“Eksiklikler” görüldüğünde değil, “istediklerinde” dönüşler yapıyor, “asıl” amaçları için daha güçlü adımlar atılıyor!


Yapılan işin “eksikliği” belirdiğinde onarıcı adımlar atılması gerekmez mi, “eksikliklerden ders çıkardık” denmez mi?


Bizde denmek bir yana dursun, “bitirdikleri/ işlevsizleştirdikleri” her şeyi “daha da” etkili olacak biçimde ağırlaştırıyor “iktidar”.


Ondokuz yıldır ekonomiden eğitime, tarımdan adalete, işsizlikten doğaya değin sanki yüzağartıcı sonuç sağlanmış gibi, bugün yaşananlar için covid 19 süreci gerekçe gösteriliyor!


“Eksiliği” yadsımak başka bir hastalık/ salgından da acı…


***


Anlamadığımı, anlayabilmek için çaba harcarken ne denli yaşadığım “zorlanmayı” aşsam da; anlayacak yerlerim su toplar, kapıda sıkışmış parmak acısı verir, saç diplerim karıncalanır…


“İktidarın”/ bakanlığın aylardır beri “eğitim” konusunda verdikleri didinişi anlayan var mı?


Yıl içerisinde yaşanan ikinci yarıyıl süreci, ardından gelen yaz dinlencesi, şimdi de açılış günü için geri sayım yaşanırken covid 19 için hangi önlemler alınarak çocukların eğitiminin başlayacağını bilen/ anlayan var mı?


Uzaktan, denildi…


Yüzyüze, denildi…


Onlayn, denildi…


Tüm bunlardan yararlanacak olan öğrencilerin koşulları ile yapılan düzenlemeler arasındaki eşgüdüm üzerinde çalışma yapıldı mı?


Toplantılar yapıldı, konuşmalar yapıldı, çalışmalar yapıldı, yeni okullar yapıldı…


“Sonuçla” ile birlikte, “gidiş yolu”nu bir arada düşündüğümüz; eksik!


***


Bir ülkenin “nerede/ nasıl” olduğunun anlaşılmasında “eğitim” baştacıdır kanımca…


Gelecek için yetişen kuşak yaşananları anlayabiliyor, anladıklarını yaşama geçirebiliyor, günün koşullarını değerlendirebiliyor, yaşamı güzelleştirebilmek için sorular sorabiliyor/ yanıtını bulabiliyorlarsa eğer “eğitim” yerli yerindedir!


Yok eğer…


Gelecek kuşağın yaşananları anlayabileceği tüm yollar dikenle/buturak kaplanmışsa, çocuk yaşta tüm edilgenlikler yaşatılmışsa, sorulara yanıt araması yasaklanmışsa, gelişebileceği ortam yerine “muhafazacı” sistem albenilileştirilmişse adına nasıl bir “eğitim” derseniz deyin!


Neler yapıldığı, sorun giderildi mi, nasıl bir çözüm üretildi, sınıfsal ayrılıkların etkisi ne olacak, bilgi eksikliği nasıl giderilecek, karşılarına çıkabilecek soruları çözmeleri nasıl sağlanacak dendiğinde, gerekçe covid 19…


Nedense “eğitim” dendiğinde covid 19 da; ekonomi için, turizmin artırılması için, yüklenicinin daha çok beton yapı satması için, rantçının daha çok doğayı talan etmesi için, yakına/ tanıdığa pastadan pay vermek için “yaşam sürüyor” savunması…


***


Bizim gibi, geri bıraktırılmış ya da gelişmekte olan ülkelerin “kalıtsal koronası” bu bakış açısı…


Daha baştan “eğitim” baltalandığında, ülkenin ekonomisi/ tarımı/ dinlencesi/ sokağı/ olaylara yaklaşımı/ albenisi/ duygudaşlığı (empati) baştan “ayrı” bir yerde konumlanıyor!


Sürece göre kendini geliştirmek, sürece göre önlem almak, sürece göre üretim gereçlerini kullanmak yerine, “eski/ alışılmış/ kalıp/ yontulmamış” öğretilerin sürekliliği tutsak ediyor!


Toprağı işleyemiyor, suyu kullanmıyor, üretimi düşük alıyor, doyumsuz kalıyor!


“Eğitim” dendiğinde yalnız ilkokul sıralarında öğrenilen abeceyi, heceyi, sözcüğü, tümceyi değil; birlikteliğinde “ayrı bir ortamda”, başkalarıyla, bir başkasından edinilen bilgilerle yaşamın içerisinde varlığını gösterebilmek…


Sosyal yaşamı tanımak da denebilir adına…


*


Covid 19 sürecinde, “yaşam sürüyor” savunmasıyla, “önceliğin”; banka kredilerine/ alışveriş merkezlerinin açılışlarına/ denize kıyı bölgelerin canlanmasına verilmesi, kalan boşluğun içerisinde de “eğitime” yer aranması/ “eğitime” yer bulunamamasından dolayı okulların güvenli biçimde açılamaması, okul çağındaki çocukların karabasana sürüklenmesi…


İçimi acıtıyor, dersem yeridir!


Dün bir yakınım, bir beş/ diğeri dokuzuncu sınıfa giden çocuklarının durumun anlatırken “bu çocuklar çok kötü bir süreçten geçiyor. Çocukları internetin başından uzaklaştırın diyen bilim insanları, şimdi öneriyor! Çocuk çoğu konuyu anlamadığını söylüyor. İki yıl sonra üniversite sınavına hazırlanacak. Bugün alamadığı bilgilerden o gün olmasa bile sonra gerekebilecek! Çocuklar için kaygım çok büyük” dedi.


Çocuğun bilgisizliği aileyi kaygılandırıyor; öğrenci ailesinin kaygıları toplumu, kaygılı toplumun da ülkeyi nasıl karabasanlara sürükleyeceğini bilmeme “eksikliğini” düşünmenin zamanı; şimdi…


Oktay EROL

14.09.2020 14:36:45

YAZARLAR


"HALKÇI BELEDİYECİLİK BAYRAĞINI ADANA VE 15 İLÇEMİZDE DALGALANDIRACAĞIZ"

CHP ‘Lİ OYA TEKİN: SON SÖZÜ SİZ SÖYLEYİN

CHP’Lİ GÖÇMEN: SOSYAL BELEDİYECİLİĞİN TEMEL NOKTASI İNSAN VE HİZMETTİR

TZOB MART AYINDA ÜRETİCİ VE MARKET FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİ AÇIKLADI

ZEYDAN KARALAR: HİZMETTE SİYASİ AYRIM YOK

ENERJİSA’DAN "SEÇİM" AÇIKLAMASI

CHP İL BAŞKANI TANBUROĞLU: KAZANIYORUZ

ÇUKUROVA ÖDÜLÜ TYS BAŞKANI ÖZYALÇINER’E VERİLDİ

SEÇİME 3 GÜN KALA HATIRLADI!

“OMUZ OMUZA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ ”

“GAZETECİLER SEÇİM SONUÇLARINA ENGELSİZ ULAŞABİLMELİDİR”

KEREM ŞAHİN TMMOB ADANA İKK SEKRETERİ

DEM EŞBAŞKAN ADAYLARI: ADANA’DA İTTİFAK YOK DEM PARTİ VAR!

TÜRKEŞ: ADANALILAR HİZMETİN EN İYİSİNİ HAK EDİYOR

CUMHUR İTTİFAKI 5’İ BİR YERDE

TEMİZLİK TAKINTISI NEDİR? KİMLER DE GÖRÜLÜR?

İKLİM DOSTU KENTLER İÇİN YEREL YÖNETİM ADAYLARINA ÇAĞRI