EKSİK/ EĞİTİMDE NEREYE DEK…

EKSİK/ EĞİTİMDE NEREYE DEK…

Yaşanan covid 19 çerçevesinde “önlem” arama çabası gösterilmeyince, “sonucun” böyle olması kaçınılmaz olur!


Daha baştan “düğme” yanlış iliklenmiş olur!


El- ayak birbirine dolanmış olur!


Yapılması istenmeyen “şeylere” ödün verilmiş olur!


Olan bu toplumun salt bugününe değil


 Geleceğine de olur!


***


“İktidar” istediğince covid 19 sürecini “doğru” yönettiğini anlatmaya çalışsın, istediği kadar yaptıklarının bir “özveri” olduğunu ileri sürsün; sonuç ortada…


Ekonominin nereye gideceği belirsiz,


Dış politikada neler olacağı belirsiz,


Yurt içinde yurttaşları nasıl bir karabasanın saracağı belirsiz,


Doğanın bozulması durdurulmadığında nasıl bir iklim değişikliği ile karşılaşılacağı belirsiz,


Hangi doğa olayının can alacağı belirsiz,


Neredeki dere yatağının imara açıldığı belirsiz,


Hangi yandaş yüklenicinin (müteahhit) doğayı talan edeceği belirsiz,


Tüm bunların yanı sıra, “büyüyen kuşağın” eğitiminin ne olacağı belirsiz…


***


Sıkça rastlanılmasa da, bazı durumlarda şu soru karşımıza çıkabilir:


“Kimsenin olmadığı bir adada yanına alacağın üç şey ne olurdu?”


Sizden başka kimsenin olmadığı adayı, “covid 19” olarak düşünün…


Soru şöyle: Bu salgında yapılması gereken/ öncelikli “üç şey” söyler misin?


Ada için, kanımca ilk “olması gereken şey” su, ardından sevdiği, son olarak da beslenmesi için “bir şey”…


Su olmadan yaşam sürdürülemez, sevdiği olmadan çabanın anlamı olmaz, sonra da beslenme…


Covid 19 küresel salgını, gelişmiş ülkelerde “insan/ yurttaş” odaklı yürütülürken, bizim gibi geliştirilmemiş/ ya da az gelişmiş ülkelerde “rant, yandaş, sistem kurtarma” üzerine oluştuğundan, yapılması gereken “öncelikler” de değişiklik gösteriyor!


***


Yukarıdaki soruyu yinelersek:


Bu salgında yapılması gereken/ öncelikli “üç şey” söyler misiniz?


“İktidarın”, bu süreçte öne çektiği başta “piyasaydı”…


Çünkü, yaşam sürüyordu! Ekonomiyi canlı tutmadan olmazdı! Fabrikalar çalışmalıydı! Patronlar kazanmalıydı! Yüklenicinin elinde kalan beton yapılar satılmalıydı! Deniz kıyıları canlanmalı, kıyıları ele geçiren aktörler sevinmeliydi! Alış veriş merkezleri kalabalık oluşturarak açılmalıydı! Bankalar satamadıkları paraları ucuz da olsa satmalıydı!


“İktidarın” ikinci önceliği; bu süreçte iş yapamayan/ kazandıklarından (!) yiyen yandaşlarını/ yandaş sanatçılarını (!) kollamaktı…


Yeni yollar yapılacaktı, yeni kanalın kıyı boyu verilerek rant sağlatılacaktı, yeni imar alanları oluşturulacaktı, ağlayan/ sızlayan sanatçılarına (!) konserler verdirilecekti, anakent belediyelerinin hazırladığı “pandemi hastaneleri” cezalandırılarak/ yandaş yüklenicilerine (müteahhit) yeni hastaneler yaptırılacaktı, yurttaşa “bir adet maske” dağıtılamazken/ yandaş için kasalar açılacaktı!


“İktidarın” üçüncü önceliğini söylemeyeyim bile; bende kalsın!


Böyle bir yapılanmayı, böyle bir çabalamayı “süreci çok iyi yönetiyoruz” sözüyle bir arada düşünmek bir yana; yaşıyoruz!


***


Yaşamın hangi evresinde olursa-olsun, “öncelikler” arasında “eğitim” yer bulmamışsa eğer; orada, o “iktidarda”, o yönetimde, o rejimde “anlaşılmayacak” bir olgu var, denebilir!


Başkasının bilmiyorum, hangi koşullar yaşanıyor olursa-olsun, benim önceliğim insan/ insanın geleceği/ insanın doyumu…


Bunun için de “salgında yapılması gereken/ öncelikli “üç şey” söyler misiniz” dendiğinde “eğitimin” başta yer almasının doğru olduğuna inanıyorum…


“Eğitim”, bu ülkenin insanı/ geleceği, demek!


“Eğitimi” onun-bunun arasına sıkıştırarak, “iktidar” rantçılarına/ yandaşlarına kazanç sağlayacak etmenlerin sonlarında yer arayarak yurttaşları bugün yaşananlara tanık ettiğinizde, “eksik” zorlanmadan anlaşılır; geleceği, öğretisi, anlaşılırlığı, yararlılığı, yaşamsallığı uzun yıllar tartışılması gerekir!


***


Çin’in, Hubei bölgesinin başkenti Vuhan’da ortaya çıktığı günün sonrasında anlaşılmamış olsa bile, üç/ dört ay sonra bize gelindiğinde öncelikler hesaba katılmalı, eğitimin durumu masaya yatırılmalı, üretimde yeni ataklara geçilmeli, yurttaşların “dar günlerinde” yanında olunacak biçimde çalışmalar yapılmalıydı!


Sağlık Bilim Kurulları gibi; eğitimde, üretimde, tarımda, temizlikte de “bilim kurulları” oluşturulmalıydı!


Bugün okula gidecek çağda çocukları olan ailelerin yaşadıkları acıyı/ kaygıyı görmezden gelmek, bu ülkenin geleceğini de önemsememek anlamındadır!


Bunca rahatlık olmamalıydı, işyerleri yoğun çalışma yerine/ bölüşerek çalışmayı seçmeliydi, sokakların kalabalığı önlenmeliydi, yurttaş harcaya değil/ doymaya yönelmeliydi, işsizler/ aşsızlar tümden devlet desteği görmeliydi, bankalar- yükleniciler- deniz kıyısı patronları üçlemi değil/ büyüyen kuşağın eğitimi her şeyin önünde olunmalıydı/ üretim yapabilen fabrika/ toprak korunmalı/ desteklenmeliydi.


Onlayn ortamda ders izleyerek “geleceğe” ışık olunamaz ki!


Oktay EROL

18.09.2020 10:01:12

YAZARLAR


KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...

TARKAN, YARININ KÖYLERİ İÇİN ADANA’DA

“ŞİDDET EN YAKICI SORUN HALİNE GELDİ”

“SEYHANLILARA VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTACAĞIZ”

SEYHAN’DA AK PARTİ’DEN 3 İSİM MHP'DE