ELİ OLMAYANLAR İÇİN MOUSE
SAĞLIK 28.03.2018 00:24:58 0

ELİ OLMAYANLAR İÇİN MOUSE

ELİ OLMAYANLAR İÇİN MOUSE

Yaptığı bilimsel çalışmalarla daha önce dünya birincisi ve dünya ikincisi olan Türk genci, Yosi Kohen Kutucu yeni bir başarıya daha imza attı. Kanada British Columbia Üniversitesi’nde (UBC) burslu olarak makine mühendisliği eğitimi gören Yosi Kohen Kutucu, katıldığı mühendislik ve tasarım yarışmasında ikinci oldu.
Kutucu, çeşitli nedenlerden dolayı ellerini kullanamayan, elleri ve parmakları olmayan kişiler için tasarladığı aparat ile bu kişilerin hayatını kolaylaştıracak inovatif bir ürün ortaya çıkardı. Mouse üzerine kolayca monte edilebilen bu ürün, engelli bireylerin kolaylıkla bilgisayar kullanabilmesini sağlayan pratik, ucuz maliyetli, 3D printer yardımıyla basılabilen bir teknolojik tasarım olma özelliğini taşıyor.
KANSERLİ ÇOCUKLAR İÇİN BİLGİSAYAR
2015-2017 yılları arasında Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencisi iken yaptığı farklı proje çalışmaları ile Türkiye, Kanada, Amerika, Hollanda ve Polonya’da çok sayıda ödül kazanan Yosi Kohen Kutucu, KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) için masaüstü bilgisayarlar üretip vakıftaki çocuklara hediye etmişti.
TÜRKİYE İKİNCİSİ
Yosi Kohen Kutucu, 2015 yılında havadaki RF (wifi) ve güneş gibi kaynaklarını kullanarak kendisini şarj edebilen bir pil geliştirerek “Elektromanyetik Radyasyon Avcısı” isimli proje ile Intel-Isef proje yarışmasında ülkemizi başarı ile temsil etmiş aynı proje ile Başakşehir Living Lab’ın düzenlemiş olduğu İnovasyon Yarışmasında Türkiye ikincisi olmuştu.
DÜNYA BİRİNCİLİĞİ
2016 yılında Bir evin ihtiyacını tüm yenilenebilir kaynakları kullanarak karşılayabilen taşınabilir enerji dönüşüm cihazı “Alternatesla” ile Hollanda Uluslararası Bilim Fuarı’nda dünya birinciliği, “Canada Wide Science Fair’de dünya ikinciliği kazanan Yosi, Bayer Proje Yarışması ve Başakşehir İnovasyon Yarışmasında Jüri Özel ödüllerine layık görüldü.
Ayrıca dünyanın en saygın bilim kuruluşlarından biri olarak kabul edilen Polonya-Varşova Bilimler Akademisi’nin düzenlemiş olduğu ‘23. ve 24. First Step To Nobel Prize in Physics’ proje yarışmasında ‘Electromagnetic Radiation Hunter’ ve “ Alternatesla” başlıklı çalışmalarıyla 2015 ve 2016 yıllarında iki kez üst üste Honourable Mention Ödülü’ne layık görüldü.
Yosi Kohen Kutucu’nun proje danışmanlığını yapan Kimya Öğretmeni Talha Kılıç, Türkiye’de çok sayıda yetenekli genç ile çalıştığını, gençlere fırsat verildiğinde çok başarılı çalışmalara imza atabileceklerini bir kere daha gördüğünü söyledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°