EMEKLİLER KATKI PAYLARINDAN MUAF TUTULMALI
Manşet Haber 3.04.2018 17:20:25 0

EMEKLİLER KATKI PAYLARINDAN MUAF TUTULMALI

EMEKLİLER KATKI PAYLARINDAN MUAF TUTULMALI

Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Adana Şube Başkanı Seyfi H. İyiyürek, emekli aylıklarında oluşan eşitsizliklere, 2000 yılı öncesi intibak kriterlerine göre çözüm getirilmesini ve emekliler arasında oluşan farklılıklara son verilmesini istedi, “Katkı paylarından emekliler muaf tutulmalıdır” dedi.
İyiyürek, Türkiye Emekliler Derneği Başkanlar Kurulunda emeklilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunların değerlendirildiğini belirterek alınan kararları yazılı açıklamasında şöyle sıraladı:
“2000 yılı öncesi emeklilerimizin aylıklarında oluşan farklılıklar, 6283 sayılı kanunla intibak yapılarak giderilmiş, prim kazançları ve prim ödeme gün sayısı aynı olanların aylıklarında eşitlik sağlanmıştır. 2000 yılı sonrasında emekli olanların da intibaktan yararlanması için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurumuz ile ilgili verilen kararda çözüm yeri olarak TBMM’si gösterilmiştir. Emekli aylıklarında oluşan eşitsizliklere, 2000 yılı öncesi intibak kriterlerine göre çözüm getirilmeli ve emekliler arasında oluşan farklılıklara son verilmelidir.
2000 yılı sonrasında emekli olanların karma sisteme göre hesaplanan aylıklarda, özellikle de Ekim 2008 sonrası emekli aylıklarında büyük kayıplara neden olmuştur. 2000 öncesi ve sonrası için karma sistem yerine, bütün dönemleri kapsayan tek bir aylık hesaplama sistemi getirilmeli, prim kazançları ve prim ödeme gün sayılarıaynı olanların aylıkları daeşit olmalıdır. 2006 yılında 5502 sayılı kanunla sosyal güvenlik kuruluşlarının tek bir çatı altında toplanmasına rağmen, mevzuat bakımından norm ve standart birliğinin sağlanamamasını önemli bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Bu eksikliğin giderilmesini talep ediyoruz.
Uzun zamandır siyasi partilerimizin gündeminde olan seçim bildirgesinde yer alan dini bayramlarda emeklilere ikramiye verilmesi, emekliler arasında büyük bir beklentiye dönüşmüştür. Bu talibimiz sonuçlandırılmalıdır.
Emekliler, harcamalarında yüzde 8 KDV, elektrik, doğalgaz ve su harcamalarında ise ortalama yüzde 15 ÖTV vergileri ödemektir. Vergi iadesi kaldırılmış ve yerine getirilen ek ödeme oranları olan yüzde 4-5 yetersiz kaldığından, emeklilerimizin üzerindeki vergi yükünün azaltılması için ek ödeme oranları yüzde 8-9’a yükseltilmelidir.
Katkı payları, emekli alıklarını küçülten bir uygulamaya dönüşmüştür. Özel hastaneleri, ticari bir işletme olarak bakılmaktadır. Özel hastanelerce talep edilen katkı payları ve yüzde 200’e varan ilave ücret uygulaması, emeklilerimizin ödeme gücünü aşmıştır. Sağlık hakkını riske eden ve ek külfet getiren katkı paylarından emeklilerimiz muaf tutulmalıdır.”


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°