EMEKLİLER PROMOSYONUN PEŞİNİ BIRAKMIYOR
Manşet Haber 28.09.2016 18:30:23 0

EMEKLİLER PROMOSYONUN PEŞİNİ BIRAKMIYOR

EMEKLİLER PROMOSYONUN PEŞİNİ BIRAKMIYOR

Emeklileri yakından ilgilendiren, ancak yıllardır yapılan çalışmalara karşın olumlu bir sonucun çıkmaması nedeniyle adeta bir yılan hikayesine dönen “Emeklilere promosyon ödenmesi” konusunda gözler Başbakan Binali Yıldırım’a çevrildi.
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Adana Şube Başkanı Seyfi H. İyiyürek, ”Emekliler yıllardır bunun sonuçlanmasını bekliyor. Emekliler için en iyi sonucun sunulacağına inanıyoruz.” dedi.
Emeklilerin beklentilerini ve kamuoyuyla paylaşan ve çalışmalarla ilgili bilgi veren
Adana Şube Başkanı İyiyürek, şunları söyledi:
“11 milyon emekli promosyona kilitlendi. Yıllarını ülkesinin kalkınmasına sunduktan sonra emekli olup rahat bir yaşam bir sürmek isteyen ancak, kısıtlı bütçesiyle istediklerine ulaşamayan emekliler, kendilerine verilecek promosyon müjdesiyle bütçelerinde mini de olsa bir rahatlama hissedecektir. Zaten hükümetimiz de bu rahatlamanın gerçekleşmesi için çaba gösteriyor. Yapılan çalışmada 0-500, 500-1000, 1000-2000 arası ve 2 bin üstü alanlar olmak üzere bir kademelendirme yapıldı. Buna göre üç yılda bir maaş alınan bankadan promosyon ödemesi yapılacak. Anlaşmanın sağlanmasıyla en iyi meblağın ortaya çıkarak ödemenin yapılacağına inanıyoruz.”
HASTANE ANLAŞMASI
TÜED Adana Şube Başkanı İyiyürek, sosyal sorumluluk gereği üyelerine sundukları hizmetlerine yeni halkaları da eklemenin gayreti içinde olduklarını ve bunun mutluluğunu yönetim olarak yaşadıklarını ifade etti. Bu kapsamda emeklilere karınca kararınca özel firmalarla yaptıkları anlaşmalara yeni anlaşmalar ilave ettiklerini açıklayan İyiyürek,” Yaptığımız temaslar sonucunda Sevgi Göz, Çukurova Göz hastaneleriyle anlaşmaya varıldı. Buralarda yapılacak film çekme ve ameliyat gibi olaylarda yüzde 50 oranında indirim yapılacak. Türkmenbaşı Hastanesi ve Acıbadem Hastanesi’yle de görüşmelerimiz sürmektedir.” dedi.
ÇANAKKALE TURU
Türkiye Emekliler Derneği Adana Şubesi, Şanlıurfa ve Konya gezilerinden sonra isteyen emekli üyelerini bu kez de Çanakkale’ye götürüyor. Bu konuda da bilgi veren Başkan İyiyürek, şunları söyledi:
“Vatanımızın düşman elinden kurtarılması amacıyla Ulu Önder Atatürk’ün emrindeki askerlerimizin şehit düştüğü Çanakkale’yi görecek olmanın heyecanı içindeyiz. Üç otobüsten oluşan emekliler gezi turu 30 Eylül Cuma günü saat 06.00’de derneğimizin önünden hareket edecek. Aynı gün derneğimize ait olan Balıkesir Erdek’de Narlı Tesisleri’nde akşam konaklayacağız ve Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra Çanakkale’ye hareket edeceğiz. O gün gezilecek olan mekanları gezdikten sonra akşam saatlerinde Adana’ya doğru yola çıkacağız ve Pazar sabahı Allah’ın izniyle Adana’da olacağız.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°