Emeklilerden buruk kutlama
Manşet Haber 30.06.2015 14:51:48 0

Emeklilerden buruk kutlama

Emeklilerden buruk kutlama

Türkiye Emekliler Derneği(TÜED) Adana Şube Başkanı Seyfi H. İyiyürek, emeklilere her yıl uygulanan yüzdeli zammı istemediklerini, bunun yerine adalet ilkesine dayalı olarak seyyanen zam istediklerini ve bunun gerçekleşmesi için genel merkezlerinin çalışmalarını hükümet nezdinde sürdürdüğünü söyledi.

Adana’da emeklilerin daha iyi bir yaşam sürdürebilmesi için büyük emek harcayan ve üyesi sayısını 46 bine çıkaran TÜED Adana Şubesi, Ulu önder Atatürk’ün emeklilere hediye ettiği “Emekliler Günü” nü dün, Atatürk Parkı’nda düzenledikleri bir tören ile kutladı.

Büyükşehir Belediye Bando Takımı’nın öncülüğünde Atatürk anıtına önce çelenk sunuldu. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesinden sonra emeklilere hitaben bir konuşma yapan Başkan İyiyürek, öncelikle bu anlamlı günde, Ramazan ayında ve sıcak bir havada törene gelen emekli kardeşlerine çok teşekkür ettiğini ifade etti.

Her yıl 28 Haziran – 4 Temmuz arasında Emekliler Haftası” olarak kutlandığını, Atatürk’ün de emekliye ayrıldığı ve sivil hayata geçtiği günün 30 Haziran Emekliler Günü olarak kutlandığını anımsatan Başkan İyiyürek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Konuşmama Atatürk’ün sözleriyle başlamak istiyorum.28 Haziran 1927 tarihinde emekli olan, 1933 yılında ise bir konuşma yapan Büyük Önder Atatürk şöyle demişti:“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu o milletin, yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur. Emekliler Devletin aynasıdır.” Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk bu sözleriyle emeklilere ne kadar önem verdiğini ifade etmiştir. Emeklileri onurlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha şükranla anıyor ve aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.

Bu anlamlı günü idrak ettiğimiz bugünü ne yazık ki buruk bir şekilde kutluyoruz. Adana Şubemize kayıtlı 46 bin civarındaki emeklilerimizin daha rahat bir yaşam sürdürebilmesi için bıkıp, usanmadan yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Emeklilerimizin taleplerini genel merkezimiz ısrarla sürdürmüş vehükümetlere bildirmişti. Bu vesileyle yeni kurulacak hükümetten de beklentilerimizi bu anlamlı günde bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Maaş promosyonlarıyla ilgili çalışmalar hala sürmektedir. Sayın Genel Başkanımız Kazım Ergün ve ekibi hükümetin yeni bir yasa çıkartması gerektiği hususunda devamlı girişimlerde bulunuyorlar. Sayın Başbakandan da kanunun değiştirilmesi konusunda söz alınmış olup uygulamanın 2014-2015 de yapılacağı beyan edilmiştir. Hala uygulamaya geçilmemiş olup biran önce uygulanmasını istiyoruz.

Genel merkezimiz, ısrarı üzerine 2000 yılından önce emekli olan 1 milyon 900 yüz bin emekliye intibak yapıldı. Ancak yapılan intibak emeklinin beklentisini karşılamadı. Yine genel merkezimiz ve şubeler olarak 200 ile 2008 yılları arası yeniden intibak çalışmasıyapılmasını istiyoruz ve bunun uğraşı içindeyiz. 2 Haziran 2015’de Yargıtay kararı var. Sağlıktaki muayene ve ilaç katkı paylarının kaldırılması için yine hükümete isteğimizi bildirdik, bunun da takibini yapmaktayız.

7. ayda bizlere verilecek zammın TÜFE farkından değil, eşitlik ilkesine dayanarak yüzdeli değil, seyyanen verilmesi için isteğimizi genel merkezimiz aracılığı ile hükümete bildirildi. 3 Temmuz’da açıklanacak olan zam oranlarının bu şekilde yansıtılması talebimizdir.

Emekliye sendika hakkı tanınması, ayrıca ekonomik ve sosyal konseyde temsil hakkı tanınması isteğimizdir. Sosyal Güvenlik destek primi kaldırılmalıdır. Yeni emekli olup da işeri açanlardan destek primi alınmamalıdır. Bu şuanda yüzde % 15’den % 10’a düştü. Bu tamamen kaldırılmalıdır.

65 yaş pasoları verilirken şehir  içi diğer halk otobüslerinde de pasolar gösterilerek belediye;şartlarından faydalanılmalıdır.Bayramlarda emekliye refah ikramiyesi verilmeli. Ayrımcılık yapılmadan maaşların eşitlenmesi.Bağ kur, işçi ve memur emeklilere memurlardan ayrılan emeklilerin ikramiyelerinin ödenmesihiç bir sosyal güvencesi olmayan kız çocuklarına güvence sağlanmalıdır.Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vefat eden tüm emekli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler, sağ olan emeklilerimize sağlıklı, huzurlu ve mutlu uzun yıllar temenni ederiz.”

TOKİ evleri konusunda da açıklama yapan Başkan İyiyürek, bu yönde çalışmaların devam ettiğini, Milli Emlak’a arsaların henüz aktarılmadığını, aktarma işleminin ardından üyelerine mesaj çekerek bilgi vereceklerini sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°