Emniyet Müdürü Koza TV’de
Manşet Haber 11.03.2013 17:19:14 0

Emniyet Müdürü Koza TV’de

Emniyet Müdürü Koza TV’de

Adana İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan, Koza TV ve Kanal A Televizyonu’nu ziyaret etti.

Emniyet Müdürü Gürkan, ziyarette Koza TV ve Kanal A Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sekin ile bir süre sohbet ederek, görüş alışverişinde bulundu.

emniyet_kozatvYapılan bu görüşmenin ardından ise Selahattin Sekin, Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’a televizyonumuz binasını gezdirerek departmanlar hakkında bilgi verdi. Başta yayın odası olmak üzere İstanbul’dan sonra Anadolu’daki en büyük televizyon stüdyolarını gezen Ahmet Zeki Gürkan, burada bir süre yapılan işleri izledi.

Emniyet Müdürü  Ahmet Zeki Gürkan Koza TV ve Kanal A televizyonunun ortak yapmış olduğu ana haber bültenini büyük bir ilgiyle takip ettiğini söyledi. Gürkan, “ Koza TV’de hakikaten haber sunuş formatı daha çok bizi ilgilendiriyor. İlgiyle takip ettiğimiz ve yorumuz vermesiyle takdir ettiğimiz bir kanal” dedi.

NURS DA TANITILDI

Gürkan daha sonra ize Koza TV ve Kanal A televizyonlarıyla aynı iş merkezinde bulunan Nurs Lokman Hekim Galeria Şubesi’ni ziyaret etti. Nur Lokman Hekim tarafından üretilen ürünleri inceleyen Gürkan, bir çok şifalı bitkinin insan vücuduna sağlamış olduğu faydaları bildiğini söyledi. Şube’de bulunan Nurs Lokman Hekim’in deneyimli ve tecrübeli çalışanından ürünler hakkında bilgi alan Gürkan, kendisinin bazı şifalı bitkileri kullandığını belirtti.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°