EMO: EPDK Mevzuatı çarşafa doladı
Manşet Haber 30.07.2013 10:11:02 0

EMO: EPDK Mevzuatı çarşafa doladı

EMO: EPDK Mevzuatı çarşafa doladı

emo_kursElektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yaşanan mevzuat kargaşasının ikincil mevzuat yapıcı konumundaki EPDK`nın kendisini de hangi karara dayanarak hangi düzenlemeyi yaptığını karıştırdığını bildirerek, EPDK’yı kamu adına uyardı.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Adana Şubesi tarafından yapılan açıklama şöyle:

“AKP Hükümeti`nin yasama yetkisini yürütmeye devreden yetki yasaları; yetki yasalarına dayanılarak çıkarılan ve birbirini yok sayan kanun hükmünde kararnameleri; torba yasaları; hatta torba maddeleri, torba fıkraları ile hukuk alametifarikası, 'Balık baştan kokar' misali ikincil mevzuata da sirayet etti. Kişilere özel, günü birlik düzenlemeler; yargı kararlarını uygulamamak için çıkarılan hileli, hülleli maddeler; 'Ben yaptım oldu' anlayışının eseri yap-boz hükümleri; birincil mevzuatın uygulamasını sağlamak ve kolaylaştırmak üzere çıkarılması gereken ikincil mevzuata da taşınıyor. Arapsaçına dönen yönetmelik, tebliğ, kurul kararları, hatta ne tür mevzuat olduğu dahi anlaşılamayan hukuk metinleri yürürlüğe sokuluyor.

Kendi mesleki alanında yaşanılan hukuksuzluklara karşı mücadele yürüten Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), ikincil mevzuatta yaşanan kargaşaya karşı da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) nezdinde kamu adına uyarı görevini yaptı. EMO`nun EPDK`ya 3 Temmuz 2013 tarihinde gönderdiği yazıda, 'Genel olarak EPDK ikincil mevzuatına EPDK internet sayfası üzerinde yer verilmesinde yaşanan düzensizlik yanında, bazı düzenlemelerde içerik, biçim ve yayımlanması aşamalarındaki düzensizlikler, bu düzenlemelere ulaşım, anlama ve hangi konuda hangi kuralın uygulandığının bilinmesi bakımından da ilgililerin zorlanmasına neden olunmaktadır' denildi.

Yazıda örnek olarak sunulan mevzuat düzenlemeleri şöyle:

- EPDK`nın İnternet sitesinde yayımlanan 20 Eylül 2012 tarihinde 4033 sayılı Kurul Kararı ile 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmek üzere serbest tüketicilerin elektrik tedarikçisini bırakarak dağıtım şirketlerinden elektrik satın almaları durumunda satış fiyatının nasıl hesaplanacağına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu karar yürürlüğe girmeden 18 Aralık 2012 tarihinde alınan 4190 sayılı Kurul Kararı ile yürürlükten kaldırılmış; sıfır bakiye düzeltme kalemi, yenilenebilir enerji fiyatları, gün öncesi fiyatı ve brüt kar marjı tavanı gibi tarife tespitinde esas alınan parametrelerden tamamen vazgeçilip, perakende satış için öngörülmüş tarifenin yüzde 15 cezalı uygulanmasını isteyen düzenlemeye geçilmiştir. Yine yürürlük tarihi 1 Ocak 2013 olarak belirlenen bu karar ise 25 Aralık 2012 tarihli 28508 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanmıştır. Ceza öngören karar, yürürlüğe girdikten 5 ay sonra sessiz sedasız bir şekilde 23 Mayıs 2013 tarihli 4419 sayılı Kurul Kararı ile yine yürürlükten kaldırılmış, yerine de bir düzenleme yapılmamıştır. Bu son karar İnternet sitesinden bulunup açıldığında üst bilgi olarak 28 Mayıs 2013 tarihli 28660 sayılı Resmi Gazete`de yayımlandığı belirtilmesine karşın, Resmi Gazete`de yayımlanmamıştır. Böylece Resmi Gazete`de yayımlanmayan bir Kurul Kararı, Resmi Gazete`de yayımlanan bir Kurul kararı ile kaldırılıp yeniden düzenlenmiş, ancak bu da Resmi Gazete`de yayımlandığı iddia edilmesine karşın yayımlanmayan bir Kurul Kararı ile kaldırılmıştır. Büyük sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu serbest tüketiciler ile dağıtım şirketleri ve elektrik üreticisi konumundaki tedarikçiler olmak üzere 3 ayrı çıkar grubunun EPDK`yla karşılıklı paslaşmalarına dönen mevzuat maçında yenen var mı bilinmez ama kaybedenin hukuk ve kamu olduğu açıktır.

'Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul Ve Esaslar' başlıklı 622 sayılı Kurul Kararı 29 Aralık 2005 tarihinde alınmış ve 31 Aralık 2005 tarihli 26040 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanmıştır. Bu Kararla yürürlüğe konulan usul ve esasların son haline ulaşmak olanağı bulunmadığı gibi, yapılan değişiklikler de ancak Kurul kararlarının taranmasıyla bulunabilmektedir. Resmi Gazete`de ilk yayımlanmış olduğu şeklinin 3. ve 4. maddelerinde 'Karar' olarak geçen düzenleme, 25 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan değişiklik düzenlemesinin 2. Maddesi`nde 'Yönetmelik' olmakta, 3. Maddesi`nde ise 'usul ve esas' olarak yer almaktadır. Elektrik enerjisi kullanan herkesi ve bu alanda bilirkişilik yapan kişileri doğrudan ilgilendiren bu ikincil düzenlemenin hangi düzenleme sınıfında yer aldığı anlaşılamadığı gibi, Kurum internet sayfasında bulunulamamasından şikâyet edilmektedir.

EPDK`nın da Kafası Karıştı

Yaşanan mevzuat kargaşası öyle bir düzeye gelmiştir ki artık ikincil mevzuat yapıcı konumundaki EPDK`nın kendisi de hangi karara dayanarak hangi düzenlemeyi yaptığını karıştırmıştır. Brüt Kar Marjı Tavanı ile ilgili EMO tarafından açılan davaya EPDK`nın savunmasında, dava açılan kararın yayımlandığı tarihte yürürlükte olmayan bir formülasyon dayanak olarak sunulmuştur. EPDK`nın 30 Aralık 2012 tarihinde yayımlanan tebliğdeki formülasyonu dayanak olarak sunarken, açılan davanın 19 Ekim 2012 tarihli kararla ilgili olduğuna dikkat çeken EMO, mahkemeye sunduğu yanıtında oluşan kargaşayı şöyle açıkladı:

'Böylece herhangi bir yasal dayanağı bulunmayan dava konusu işlemin tek hukuksal dayanağı olan Tebliğ`in de dava konusu işleme dayanak teşkil etmediği görülmektedir. Davalı EPDK`nın keyfi bir işlemle dava konusu işlemi tesis ettiği, müvekkil Oda tarafından yapılan basın açıklaması ve açılan dava sonrasında yeni bir formül üretilerek Tebliğ haline getirildiği ve dayanak olarak da bu Tebliğ`de yer alan formülasyonu gösterdiği anlaşılmaktadır.'

 

Tüketici Hakları Deyince EPDK Anlamadı

EPDK, EMO`nun dilekçesindeki tüketicilerin korunmasına yönelik Anayasal ve yasal hükümlere atıfta bulunan bölümle brüt kar marjı arasında 'bir ilişki kuramadığını ve hangi amaçlarla bu hususlara değinildiğinin anlaşılamadığını' mahkemeye bildirmiştir. EPDK`nın kamu haklarını yok sayan bu tutumu ne yazık ki hukuk devleti değil kanun devleti arayışına denk düşmektedir. EMO da EPDK`ya yanıtında hukuk devletini şöyle savunmuştur:

'EPDK`nın tarife oluştururken göz önünde bulundurması gereken Anayasal ve yasal düzenlemelere dava dilekçemizde neden yer verildiğinin anlaşılmamış olması, kararların oluşturulması sürecinde bu kurallara uyulmadığını göstermektedir. Tarife oluşturmak için ayrıntılı yasal hükümlerin bulunmadığı, EPDK`nın ikincil mevzuatının da yetersiz ve sürekli olarak değişikliğe uğratıldığı bir uygulama sürecinde, alınan kararların herhangi bir hukuksal ilke, kamu yararı ve ölçüte uymaksızın oluşturulması; şirketlerin temsilcileri dışındaki kesimler dışlanarak, tüketici örgütlerinin görüş ve önerilerini dikkate almadan faaliyet gösteren Kurum`un, Anayasal ilkeler ile hukuk düzenini oluşturan, toplumsal adaleti sağlayan kurallardan bahsedilince anlamaması da şaşırtıcı bulunmamaktadır.'

Ne yazık ki ülkemizde gözaltılar, cezaevleri, mahkeme salonlarında aranan adaletin, daha hukuk metinlerinin düzenlenmesi aşamasında yok edildiğine tanık oluyoruz. Hukukun 'genellik, soyutluk ve süreklilik' olarak sıralanan temel ilkeleri yerle bir olurken; ileri demokrasi adı altında 'sandık diktatörlüğü' dayatılması gibi, yasal ancak meşru olmayan düzenlemelerle hukuk değil kanun devletinin kök saldığı bir adalet düzeni yaratılıyor. Dar çıkar gruplarının değil, kamunun haklarının ön planda tutulması gerekliliğini hatırlatıyor, tüm kurumları görevlerini demokratik hukuk devleti çerçevesinde şeffaf ve kamu yararını gözeterek yürütmeye davet ediyoruz. “

 

 

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

35.2° / 19.1°