“En çok barışa ihtiyaç var”
Manşet Haber 31.08.2015 18:51:02 0

“En çok barışa ihtiyaç var”

“En çok barışa ihtiyaç var”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Burhanettin Bulut, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun ve Dünya’nın en çok barışa ihtiyacı olduğunu söyledi. Ortadoğu’nun zengin enerji kaynaklarına sahip olmak isteyen emperyalist güçlerin küresel hesapları nedeniyle bugün Türkiye’nin Suriye’yle savaş noktasına geldiğini belirten Bulut, AKP iktidarının izlediği yanlış politikalar nedeniyle ülkede de adeta bir iç savaş durumunun yaşandığını kaydetti. Bulut, “Bugün ülkemizin de dünyanın da en çok barışa ihtiyacı var. Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışı sağlayacak parti CHP’dir” dedi.

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada 7 Haziran Genel seçimleri sonrasında yaşanan terör olaylarına dikkati çeken CHP Adana İl Başkanı Burhanettin Bulut, AKP iktidarının diğer siyasi partilerden ve halktan gizli olarak yürüttüğü çözüm sürecinin çözümsüzlük sürecine dönüştüğünü ifade etti. Bulut, “AKP iktidarı sayesinde bugün Türkiye yangın yerine dönmüş durumda” diye konuştu.

“TÜRKİYE ADI KONULMAMIŞ BİR SAVAŞIN İÇİNDE”

Diğer yandan AKP iktidarının dış politikadaki yanlış tutumları nedeniyle Suriye’deki iç savaştan Türkiye’nin de olumsuz etkilendiğini, insanlığa sığmayan vahşetiyle IŞİD adlı terör örgütünün Türkiye sınırına dayandığını kaydeden Bulut, “Türkiye bugün adeta bir kuşatma altında. Ülkemiz adı konulmamış bir savaşın içinde” şeklinde konuştu.

“SAVAŞ ACI VE GÖZYAŞINDAN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMEZ”

Büyük Önder Mustafa Kemal’in “Savaş zorunlu ve hayati olmadıkça cinayettir” sözünü anımsatan Bulut, savaşların acı ve gözyaşından başka bir şey getirmediğinin altını çizdi. Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun da Dünya’nın da acilen barışa ihtiyacı olduğunun altını çizen Bulut, “Barışın olmadığı toplumlarda sadece kan, acı ve gözyaşı vardır. İnsanlığın bugün her zamankinden daha çok barışa ihtiyacı var. Türkiye’de ve Ortadoğu’da barış ortamını sağlayacak parti de CHP’dir. Çünkü CHP Büyük Önder’in ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü kendine şiar edinen partidir” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZIN MUTLULUĞU İÇİN BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR”

Savaşa karşı sessiz kalınmaması gerektiğinin altını çizen Bulut, şöyle konuştu:

“Akan kandan, masum insanların acılarından, gözyaşlarından beslenenlere hep birlikte karşı çıkmalıyız. Çocuklarımıza mutlu bir gelecek, yaşanabilir bir ülke bırakmak için en çok ihtiyacımız olan şey barıştır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°