EN ÇOK VE EN AZ VAKA GÖRÜLEN İLLER ARASINDA ADANA YOK
GÜNCEL 9.07.2020 02:07:26 0

EN ÇOK VE EN AZ VAKA GÖRÜLEN İLLER ARASINDA ADANA YOK

EN ÇOK VE EN AZ VAKA GÖRÜLEN İLLER ARASINDA ADANA YOK






Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,  Bilim Kurulu toplantısı sonrasında güncel koronavirüs tablosunu paylaştı, en vaka görülen 7 ili açıkladı. Koca, güncel koronavirüs sürecine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.





Fahrettin Koca'nın açıkladığı yeni koronavirüs verilerine göre Türkiye'de salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 22 kişi artarak 5 bin 282'ye yükseldi. Bugün tespit edilen bin 41 yeni vakayla, Türkiye'de virüs kapan kişi sayısı da 208 bin 938'e yükseldi.





İyileşen sayısının bugün hastalığı atlatan 2 bin 219 kişiyle birlikte 187 bin 511'e yükseldiği Türkiye'de bin 172 yoğun bakım hasta sayısı, 406 entübe hasta sayısı bulunuyor.





Konuya ilişkin açıklama yapan Koca, başlıca şu ifadeleri kullandı:





'Bazı büyük kentlerde en yüksek haftalık vaka sayıları salgının 5. haftasında görülmüştü. Tedbirlerle bunu düşüşler izledi. 13 ilimizde en yüksek haftalık vaka sayılarına son 1 ay içinde veya yeni ulaşılmaktadır. Yeni vakalar belli illerde yoğunlaşmaktadır. '





BAZI İLLERDE  SAYILAR PİK SEVİYESİNDE





'Hıfzısıhha kurulları ve emniyet teşiklatımızdan verilen bildirimlere göre 81 ilde 18 bin kişiye para cezası kesilmek zorunda kalmıştır. Oysa tedbirlere kendiliğinden uyulmalıydı, yaptırıma gerek duyulmamalıydı. Bazı illerde vaka sayısı pik seviyesine ulaşıyor.'





'Filyasyon çalışmalarında çok sayıda vakanın nedeninin düğünler olduğunu gördük.'





ADANA YOK





'Son 3 gün ortalamasıyla, en çok vakanın görüldüğü 7 ili söylemek istiyorum: İstanbul, Ankara, Gaziantep, Konya, Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa.





Ayrıca son 3 gün en az vaka görülen 7 il ise, Tunceli, Artvin, Iğdır, Erzincan, Bayburt, Kırklareli ve Bİlecik.'





BAYRAMDA YASAK OLACAK MI?





'Bayram döneminde ülke genelinde bir sokağa çıkma yasağı gündeme gelmedi, ama bir takım tedbirlerin olabileceği, il bazında yer yer kısıtlamaların gündeme gelebileceği gerekebilir. Bunun da bayrama doğru illerdeki vaka seyrine göre bir takım kısıtlamalar söz konusu olabilir.'





'Kurban Bayramı'na doğru illerdeki vaka seyrine göre il bazında birtakım kısıtlamalar olabilir. Gelecek hafta yine konuşmuş olacağız.' 



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°