“EPDK kesintiler konusunda ne yapıyor?
Manşet Haber 24.06.2016 12:44:48 0

“EPDK kesintiler konusunda ne yapıyor?

“EPDK kesintiler konusunda ne yapıyor?

Adana(Ulus)--Elektrik Mühendisleri Odası(EMO), Adana ve bölge illerinde yaşanan elektrik kesintilerinin hükümetin enerji politikalarından kaynaklandığını savundu. EMO,” Uygulanan enerji politikaları iflas etmiştir. Özelleştirmeler ve serbest piyasa ısrarı sonucunda vardığımız nokta iddia edildiği gibi kaliteli, kesintisiz ve ucuz enerji değil, tersine kalitesiz, arzı sorunlu ve pahalı enerjidir.” görüşünü savundu.

EMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu, Adana ve bölgede son günlerde lokal ve merkezi kesintilerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Yaşanan kesintiler, aşırı yüklenme, trafo patlaması ve bakım onarım, sıcaklar ve buna bağlı arızalarla açıklanamayacak kadar çok sayıda olmakta ve geniş bölgeleri kapsamaktadır. Bölgemizde elektrik kesintilerinin ne zaman olacağı ve ne kadar süreceği hala kestirilememektedir.

SORUN, YÖNETEMEME

Bu kesintilerin bir kısmı için bildik mazeretler ve İletim sisteminde yaşanan arızalarının neden olduğu söylenmektedir. Yaşanan elektrik kesintilerinde hep duyduğumuz, mevsime göre havanın aşırı ısınması ya da aniden soğuması, doğalgaz arzında sorun yaşanması, iletim sisteminde yaşanan arızalar gibi açıklamalar, aklımızla alay etmek anlamına geldiği gibi yaşanan kesintileri bu ve benzeri mazeretlerle geçiştirmek, bir yönetememe sorununa işaret etmektedir.

ALTYAPI YATIRIMLARI ŞART

Enerjinin arzında ve tüketiciye ulaştırılmasında ortaya çıkacak sorunları önceden öngörmek ve aşmak için buna uygun altyapı yatırımlarının yapılması gereklidir. Bu yaklaşım, hem iletim sistemi hem de dağıtım sistemi için gerekli ve zorunludur. Elektrik tüketiminin artışına göre önceden yapılacak altyapı yatırımları ileride oluşabilecek her türlü kesinti, kısıntı ve kalitesiz enerji sorunlarının minimuma inmesini sağlayacaktır. Yine İletim sisteminde yaşanan arızalardan kaynaklı kesintilerin önüne geçmek amacıyla ilgili dağıtım şirketleri tarafından; sorunlu yerlerin alternatifli bir şekilde beslenmesini sağlanmak için de gerekli yatırımlar yapılmalıdır.

ARIZALARA ZAMANINDA MÜDAHALE EDİLMELİ

Dağıtım şirketlerinin ana görevlerinden biri, bakım onarımı düzenli yaparak elektriği kesintisiz dağıtmaktır. Bu da şebeke altyapısını bir an önce güçlendirerek karşılanır. Bakım ve onarımlar bölgeyi ve şebekeyi bilen, kalifiye personelin sayısını artırarak yapılması gerekmektedir ve arızalara zamanında müdahale edilmelidir.

EPDK KESİNTİLER HAKKKINDA NE YAPIYOR?

Ayrıca kamu adına denetleme yetkisi olan üst organ, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu kesintiler konusunda ne yapmaktadır? Bu şirketlere enerji kesintilerine yönelik cezai işlem uygulanmış mıdır?  EPDK hizmet kalitesini geliştirmek için üzerine düşen görevi yapmalı, kesintilerin kaynağını tespit edip gerekli yaptırımları yapmalıdır.

Aslında sorun hükümetin enerji politikalarına dayanmaktadır. Elektrik üretiminde ve dağıtımında özelleştirme ve serbestleştirme adıyla başlayan bu süreçte 21 dağıtım bölgesini;

Varlıkların verimli işletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi adına özelleştirdiler! Elektrik enerjisinin arz güvenliğinin sağlanması adına özelleştirdiler! Enerji kalitesinin artırılması adına özelleştirdiler! Kayıp kaçağın azaltılması adına özelleştirdiler! Yenileme ve genişleme yatırımlarının özel sektör tarafından yapılması adına özelleştirdiler!

Baktığımız da hangisi gerçekleşti? Ne yazık ki ortada somut bir sonuç yok. Yapılan her yatırım, tüketici olarak bizim cebimizden çıkıyor. Dolayısıyla özelleştirmeler elektriğin aydınlık yüzünün karanlığını gösterdi.

Özelleştirme ile taahhüt ettikleri hiçbir şeyi gerçekleştiremeyen hükümet, şimdi de Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun ile kayıp kaçak bedellerini yasalaştırdı. Kayıp kaçak bedelini “teknik ve teknik olmayan kayıp” diye adlandırarak halktan saklamaya çalışıyorlar. Yargı ile kazanılan ve Dağıtım şirketlerinin ödemesi gereken bu bedelleri, yasa yoluyla vatandaşın sırtına yüklediler. Yani yargı yolu ile yapamadıklarını yasa yoluyla yapıyorlar. Resmi bir şekilde vatandaşı soyuyorlar.

ENERJİ POLİTİKALARI İFLAS ETTİ

EMO olarak dün ne söylediysek bugün de aynısını tekrarlıyoruz! Uygulanan enerji politikaları iflas etmiştir. Özelleştirmeler ve serbest piyasa ısrarı sonucunda vardığımız nokta iddia edildiği gibi kaliteli, kesintisiz ve ucuz enerji değil, tersine kalitesiz, arzı sorunlu ve pahalı enerjidir. Bir an önce kamu adına enerji alanına yönelik müdahalelerde bulunulması zorunludur.”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°