Eriş: Her hafta ayrı bir Final
Manşet Haber 22.02.2014 01:11:55 0

Eriş: Her hafta ayrı bir Final

Eriş: Her hafta ayrı bir Final

levent_eris_as2Fethiyespor’u deplasmanda yenerek rahat bir nefes alan Adanaspor Pazar günü oynayacağı Denizlispor maçının hazırlıklarına başladı.90 dakika forma giyen oyuncular takımdan ayrı çalışırken diğer futbolcular ise dar alanda çift kale maç oynadı. Sakatlığı devam eden Cem Özdemir salonda kuvvet çalışması yaparken Samican’ın ise durumunda düzelme olduğu ve Pazar gününe kadar hazır olacağı açıklandı.

Bir haftada oynadığı iki maçı 6 puanla tamamlayan Turuncu Beyazlı Denizlispor ile Pazar günü saat 16:30’da karşı karşıya gelecek. Müsabakayı Abdullah Yılmaz Yönetecek.

Adanaspor Teknik Direktörü Levent Eriş her hafta ayrı bir Final müsabakası oynadıklarını ve Denizlispor’u yenmek istediklerini söyledi. Fethiye deplasmanında alınan 3 puanın çok önemli olduğunu belirten deneyimli teknik adam’’ Oyuncularım  öyle bir atmosferde çok iyi mücadele ettiler.O maç artık geride kaldı.Şimdi kendi sahamızda ve seyircimizin önünde Denizlispor’u yenmek tek düşüncemiz.Tavşanlı maçındaki desteğin artarak süreceğini düşünüyorum’’dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°