Eriş veda etti
Manşet Haber 16.05.2013 17:04:05 0

Eriş veda etti

Eriş veda etti

hocaAdanaspor Teknik Direktörlüğünden ayrılan Levent Eriş, Adanaspor’un taraftarına, Adanaspor Başkanı Bayram Akgül’e, yönetim kuruluna, medyaya ve kulüp personeline teşekkür etti.

Eriş, basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

‘2011-2012 futbol sezonundan itibaren ekibimle birlikte sürdürmüş olduğumuz Teknik Direktörlük görevinden değerli başkan ile yaptığımız görüşmelerden sonra karşılıklı olarak anlaşarak görevimizi sona erdirmeye karar verdik. İki sezon boyunca Büyük Adanaspor Camiasına yakışır şekilde birçok zorluklarla mücadele etmemize rağmen hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan mücadelemizi sürdürdük. Geldiğimizde küme düşmeyi son müsabakada kurtarmış olan bu kadroyu, bir sezon sonra oynamış olduğumuz Play Off finali ile bu sezonda sonuna kadar verdiğimiz Play Off mücadelesi ile hedeflediğimiz yolda Adanaspor Camiasına büyük bir heyecan yaşadık ve yaşattık. Sözleşmemize bağlı kalarak büyük alın teri ve emek verdiğimiz görevimizi yerine getirmemizi sağlayan başta Bayram Akgül ve değerli kulüp yönetimine, kulüp personeline, Adana spor Basınına, ve aynı duyguları yaşadığımız vefakar Adanaspor taraftarlarına teşekkürlerimizi iletir saygılar sunarım.’

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°