Erken ve Birleştirilmiş Genel Seçime Hayır

Erken ve Birleştirilmiş Genel Seçime Hayır

İlk bakışta başlık garip gelebilir. Sandık her zaman demokrasilerde nihai noktanın konulduğu yerdir. Bu yazıda kamuoyu gündemine giren 2015 Haziran'ında yapılacak genel seçim 2014 Mart'ında yapılacak yerel seçimlerle birleştirilmesi konusuna neden hayır dediğimin gerekçeleri açıklanacaktır.

Siyaset yazınında yerel ve genel seçimlerin özellikleri birbirinden farklı kabul edilir. Yerel seçimlerde adaylar belirli bir öneme sahip olurken Türkiye’de genel seçimler lider ağırlıklıdır. Bu iki seçimin bir arada yapılması tartışmasının gündeme gelmesinin belirli nedenleri vardır. Bu nedenleri ortaya koymadan bu talebin neden ortaya çıktığını anlamak şansına sahip değiliz.

Türkiye her şeyden önce mevcut seçim sistemi ile daha fazla ileri gitme ve katılımcı bir demokratik yapı sağlama şansına sahip değildir. Seçim sistemlerinin olmazsa olmazı kabul edilen iki ilke vardır. Bunlar “temsilde adalet” ve “siyasal istikrar”dır. İyi bir seçim sistemi bu iki ilkeyi sağlamalıdır.

Türkiye’de 1982 Anayasasının oluşum sürecinde Kenan Evren’in sıkça topluma dayattığı iki partili İngiliz ve Amerikan sistemi ile siyasal istikrar ilkesi öne çıkarılmış ve temsilde adalet dışlanmıştır. Aradan geçen bunca yıla rağmen o dönemde temeli atılan adil olmayan seçim sistemi siyasal iktidarların işine geldiği için bugüne kadar devam ettirilmiştir. Örnek vermek gerekirse 2002 yılında AKP iktidara ilk geldiğinde % 34.3 oy alırken TBMM temsil oranı %66 olmuştur. Yani %31,7 aşkın temsil denilen durum ortaya çıkmıştır. Alınan oy ile temsil arasında uçurum %20’nin üzerindedir. Bu tür sistemler istikrarı ön plana çıkaran ve temsilde adaleti ortadan kaldıran sistemlerdir.

Türkiye’de yıllardır uygulanan seçim sistemi temsilde adaleti sağlamamaktadır. Çok yüksek olan seçim barajları, barajı geçen partilere avantaj sağlamakta ve almadıkları oylarında temsil hakkını vermektedir. Buna karşın temsil edilmeyen halk kesimlerinin demokratik sisteme olan inancını zayıflatmaktadır. Her seçimde %20 ile %30 arasında oy mecliste kendine temsil hakkı bulamamaktadır. Türkiye daha fazla antidemokratik bir uygulama olan %10 barajı ile yaşamına devam edemez. Toplumun bu yönde bir talebi vardır. Baraj %3 düzeyine çekilmelidir. Kaçınılmaz olarak da baraj düşürülecektir. Bu böyle olunca Türk siyasal yapısı yeniden dizayn edilecektir

Bu önerinin altında yatan şey şudur. Seçim sistemine dokunmadan yeni bir şeçime gitmek ve mevcut siyasal tabloyu korumak.

AKP yerel yönetimlerdeki gücünü, son olaylardaki kaybının sandığa yansımamasını sağlayacak şekilde birleştirerek en fazla oyla seçimden tek başına iktidar olarak çıkmak istemektedir. Bunun ötesinde anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak istemektedir. Bunu yapamadığı durumda bir parti ile anlaşarak yapmak arzusundadır. Eğer seçim sisteminde bir değişiklik yapılır ve barajlar ve seçim sistemi demokratik kurallara uygun değiştirilse AKP’nin anayasa değişikliği yapacak güce erişmesi zor görünmektedir.

Mevcut sistemden Ana muhalefet ve Muhalefet partisi’ de fayda saplamaktadır. O nedenle böyle bir öneriye hayır demeyeceklerdir. Zira barajın inmesi sağ da ve solda yeni partilerin ortay acıkmasına olanak tanıyacaktır. Özellikle CHP artık evrensel sol değerler, sosyalist söylemler ve ulusalcı söylemler arasında sıkışmış kalmış bir partidir ve her an yeni bir hareketin CHP’yi zayıflatma olasılığı vardır. Barajsız sistem bu süreci hızlandıracaktır. O nedenle CHP de bu sistemde yeni seçime soğuk bakmayacaktır. MHP zaten erken ve birleştirilmiş bir erken seçime evet diyeceğini açıklamıştır.

Bir seçime gidilecekse mutlaka
1. %10 Baraj sistemi kaldırılmalıdır.
2. Liderlerin sultasına son verilmeli ve milletvekili listesi belirlemede tüm partilere belirli ve yüksek bir oranda ön seçim yapma zorunluluğu getirilmelidir.
3. Tercihli oy sistemi ile adaylar arasında seçmen seçim yapma şansına sahip olmalıdır.
4. Seçim güvenliğini, Seçimde şaibeleri ortaya kaldıracak, oy sayım sistemlerinde sahtekârlıkları engelleyecek ve cezalandıracak ağır yaptırımlar ve sonuçların adil sayılmasını sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir.

Yazının başlığını düşününce temel söylemim seçime hayır değildir. Adil bir seçim koşulları sağlandıktan sonra seçim yapılmasıdır. Birleştirilmiş bir erken genel seçim siyasal adalete karşı tuzaklara dolu bir yoldur. Seçimin adil yapılmasını sağlayacak değişiklikler yapıldıktan sonra sandık kurulmalıdır.

İsmail GÜNEŞ

9.06.2013 13:56:01

YAZARLAR


CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU