Manşet Haber 9.04.2020 15:17:47 0

'ESNAFIN BORÇLARI ERTELENMELİ, KİRALARI ÖDENMELİ'

'ESNAFIN BORÇLARI ERTELENMELİ, KİRALARI ÖDENMELİ'






Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Adana'da salgınla mücadele
kapsamında kapatılan Mısır Çarşısı esnafıyla sorunları ve çözüm önerilerini
konuştu. Esnafın sorunlarını ve taleplerini dinleyen Barut, 'Sadece
borçlarının ertelenmesini, vadesi yaklaşan çeklerine ve kiralarına çözüm
bulunmasını isteyen esnafımızın yanındayız, ilgilileri göreve çağırıyoruz'
dedi. 





Adana İl Pandemi
Kurulu, salgınla mücadele kapsamında 5 Nisan itibariyle kentte insan
yoğunluğunun fazla olduğu Seyhan ilçesindeki Mısır Çarşısı'nı 15 gün süreyle
geçici olarak kapattı. Kapatma kararının ardından büyük sorunlar yaşadıklarını
belirten Mısır Çarşısı esnafı, çözüm bulunması ve destek verilmesi için Adana
Valisi Mahmut Demirtaş başta olmak üzere çok sayıda yetkiliyle görüşmeler
yaptı. CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut ile bir araya gelen Mısır Çarşısı
esnafı temsilcileri, sorunları aktarıp neler istediklerini iletti. Esnaf
temsilcilerinin anlattıklarını not alarak neler yapılabileceğini konuşan Barut,
salgın nedeniyle zora düşen herkese sosyal devletin gereği olarak destek
verilmesinin şart olduğunu belirtti. 





Mısır Çarşısı
örneğinde görüldüğü gibi salgınla mücadele kapsamında alınan önlem kararlarının
esnafa ekonomik açıdan büyük sorunlar çıkarttığını bildiren Ayhan Barut,
şunları kaydetti:





'Türkiye'de
salgınla mücadele kapsamında alınan kararlar nedeniyle kahvehanelerden
lokantalara, berberlerden eğlence mekanlarına dek çok sayıda işletme kapatıldı.
Halk sağlığının korunması için insan hareketliliğini kısıtlamak, sosyal mesafe
ve izolasyon açısından bu kararlar uygulanıyor ancak bu koşullarda daha
çok  desteklenmesi gereken esnafımız da mağdur edildi. Evine ekmek
götüremez, borcunu ödeyemez, vergisini veremez hale gelen esnafımızı ve bu
süreçten olumsuz etkilenen tüm kesimleri rahatlatmak için açıklanan destek paketleri
çok yetersiz. Destek uygulamasında zaten esnafından çiftçisine herkese büyük
zorluklar çıkarılıyor. Temel olarak açıklanan esnaf kredi paketlerinde yer alan
bazı şartların gözden geçirilmesi zorunludur. Esnaf ve sanatkarların
yararlanabileceği şekilde bunların yeniden düzenlenmesi gerek. Borçsuz esnaf
bulunmazken borçlu esnafın kredi ve destek alamaması garip değil mi? 'SGK ve
vergi borcu yoktur' şartı niye aranıyor? Daha önce kredi kullananlar bunlardan
yararlanamıyor. Kredisini erteleten esnaftan faizin bile faizi alınıyor. Özetle
ülke genelinde olduğu gibi Adana'da da esnafımız da kan ağlıyor, çare arıyor.
Kapatılan Mısır Çarşısı esnafımız da sadece borçlarının ertelenmesini, vadesi
yaklaşan çeklerine ve kiralarına çözüm bulunmasını istiyor. Her zaman
esnafımızın yanındayız. Yetkilileri göreve çağırıyor, mağdur esnafa çare
bulunmasını istiyoruz.'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°