Esnaftan Ramazan Fırsatçıları Uyarısı
Manşet Haber 5.06.2016 11:14:10 0

Esnaftan Ramazan Fırsatçıları Uyarısı

Esnaftan Ramazan Fırsatçıları Uyarısı

Adana ESOB Başkanı Nihat Sözütek, esnaf ve sanatkârların, her dönem ortaya çıkan Ramazan fırsatçılarına meydan vermemelerini istedi.

ESOB Başkanı Sözütek, Ramazan ayı nedeniyle tüm esnaf ve sanatkarlar ile vatandaşların Ramazan'ının hayırlara vesile olması dileğinde bulunurken, Ramazanı bahane edip, fırsatçılık yaparak haksız kazanç elde etme eğilimine girenleri de uyardı.

Ahi Evran Felsefesi ile yetişmiş, Ahilik kurallarını bilen dürüst esnaf ve sanatkârların, hiçbir şartta ve şekilde haksız kazanca tevessül etmeyeceğine işaret eden Sözütek, aksi davranışta bulunanları da ikaz ederek, 'Bunun adı fırsatçılık değil resmen vurgunculuktur. Şu mübarek günlere girerken yapılan vurgunculuk ise günahtır,  kul hakkına girer. Cenab-ı Allah buyuruyor ki; Affederim, affediciyim, ama kul hakkı ile karşıma gelmeyin demektir. Haksız kazanç elde ederek, kul hakkı yemekten kaçının 'dedi.

FİYATI ARTAN ÜRÜNÜ ALMAYIN

Türkiye'de özellikle, sebze ve meyve gibi işlenmemiş gıda maddelerinin fiyatlarında yılın her döneminde dalgalanmalar meydana geldiğini de ifade eden Sözütek, 'Tarladan, bahçeden hasat edilen ürünün fiyatı mutfağımıza girinceye kadar bir kaç kat artabilmektedir. Bu alt yapı yetersizliği ve benzeri nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu da üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük bir fark oluşturmaktadır. Ancak Ramazan aylarında gıda maddelerinin fiyatlarındaki suni artışların olduğu da bir gerçektir. Bazı vurguncuların sebze, meyve, et ve süt ürünleri gibi gıda maddelerinin fiyatlarını Ramazan bahanesiyle arttırma eğilimine girmeleri de muhtemeldir. Tüm bunlara önlem olarak özellikle tüketicilerimizin, tüketimden gelen güçlerini kullanarak, bilinçli alış veriş yapmaları, fiyatları suni olarak arttırılmış olan ürünleri boykot ederek almamaları vurgunculara verilebilecek en büyük ders olacaktır'diye konuştu.

FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYIN

Sözütek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

'Ramazan bilindiği gibi tüm İslam âlemi için kutsal bir aydır. Bu mübarek ay bahane edilerek fiyat arttırmak, Ramazan ayını fırsata dönüştürmek esnafımıza yakışmayan bir harekettir. Akıl, Ahlak, Bilim ve Çalışma'yı örnek alan saygıdeğer esnafımızın böyle bir gayretin içinde olacağını sanmamakla birlikte aradan çıkacak bazı fırsatçılar daha fazla kazanmak isteyebilir. Bu ise tüm esnafımıza mal edilir ki, bundan büyük üzüntü duyarız. Bu nedenle vatandaşlarımız ve esnaflarımız bu tür fırsatçılara göz açtırmamalıdır. Vatandaşımızın iftar sofralarına göz diken, bundan ayıplı kazanç sağlamak isteyen, iftar yemeği yerine zam yedirmek isteyenlere ise izin vermeyiz'

Temel tüketim maddelerinde ilk denetimi yapacak olanların tüketiciler olduğuna dikkat çeken Sözütek, tüketicilerin bilinçli alış veriş yapmaları ve fiyatları fahiş olarak artan ürünleri boykot etmeleri ve bunu alışkanlık haline getirmeleri halinde fırsatçıların ve vurguncuların buna cesaret edemeyeceklerini, fiyatlar üzerindeki kontrolün ise tüketicinin lehine döneceğini sözlerine ekledi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°