EVLİLİKLERDE İLK BEŞ YILA DİKKAT!
Manşet Haber 18.10.2016 20:52:56 0

EVLİLİKLERDE İLK BEŞ YILA DİKKAT!

EVLİLİKLERDE İLK BEŞ YILA DİKKAT!

Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Başkanı Uz. Dr. Taner Canatar, boşanmaların yaklaşık yarısının evliliğin ilk beş yılı içinde olduğunu ifade etti.
“Sevgi ve aşk iki insanı bir araya getirip birlikte tutan özel duygulardır.” Diyen Canatari ancak bu duyguları sadece hissetmenin yeterli olmadığına dikkat çekti ve şöyle dedi:
“Bu duyguları göstermek, korumak ve emek vermek gerekir. Aşkın devamı için eşlerin birbirlerine zaman ayırmaları, sohbet edebilmeleri, serbest zamanları beraber paylaşma konusunda istekli olmaları, aralarındaki tutkunun ve bağlılığın korunması konusunda istekli ve gayretli olmaları önemli etkenlerdir. Evlilikteki mutluluğun; depresyonunun tedavi edilmesinde, fiziksel sağlığın artmasında, hastalıkların ve ölüm oranlarının azalmasında etkili olduğu, kısaca genel fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu çeşitli araştırma sonuçlarınca saptanmıştır. Bu nedenle daha sağlıklı yaşamak istiyorsanız eşinizle aranızdaki aşkı sürekli kılacak şekilde birlikte zaman geçirmeye ve aranızdaki romantik ilişkiyi beslemeye özen gösterin.” taner_canatar_adana_aile
Kişinin eşine duyduğu aşkın, ilişkisini geliştirmeye ve korumaya gösterdiği çabayla doğru orantılı olduğunu ifade eden Dr. Canatar şöyle dedi:
“Araştırma sonuçları, eşiyle isteyerek evlenmiş, aralarındaki romantik ilişkiyi sürdüren, birbirlerine karşı iletişimlerinde olumlu mesajlara sahip çiftlerin aralarındaki sevgi dolu birlikteliği yitirmediklerini, tam tersine sağlam bir beraberliğe dönüştürmeyi başardıklarını göstermektedir. Yine pek çok araştırma sonucunda belirtildiğine göre ilişkiyi bitirme kararı; genellikle çiftin arasındaki sevgi ve aşkın bitmiş olmasına değil, çiftin problem çözme, tartışma ve çatışma çözme becerilerinin eksikliğine bağlıdır. Bunun sonucunda oluşan kırgınlıklar ve kızgınlıklar çiftleri geri dönülemez karamsarlık ve umutsuzluk çıkmazına sürüklemektedir. Mutlu çiftlerde de üzüntü veya geçimsizlik yaşanmakta, hatta ilişkilerinde zaman zaman tartışma ve kavgaya rastlanabilmektedir. Üstelik bu çiftler problemlerini her zaman başarıyla çözümleyememektedirler. Buna rağmen mutlu olabilen bu çiftleri mutsuz çiftlerden ayıran en temel farklılık, tartışmalardan sonra bu bağı tamir edip yenileyebilme becerileridir. Unutmayınız ki çiftin arasındaki sevgiyi destekleyen, aşkın devam etmesini sağlayan ve aralarındaki gerginlikleri azaltan en önemli unsurlardan birisi de sağlıklı bir cinsel hayat yaşamaktır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°