EYLÜL
Manşet Haber 6.10.2018 10:50:54 0

EYLÜL'DE 157 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ

EYLÜL'DE 157 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ

İSİG Meclisi’nin raporuna göre, eylül ayında en az 157 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Raporda, insanca çalışma koşulları isteyen ve tutuklanan havalimanı işçilerinin serbest bırakılması istendi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı rapora göre, eylül ayında en az 157 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu yılın ilk dokuz ayında yaşamını yitiren işçilerin sayısı ise bin 450’ye ulaştı.
Raporda, insanca çalışma koşulları ve can güvenliği istedikleri için tutuklanan 3’üncü Havalimanı işçilerinin serbest bırakılması da istendi.
Rapora göre;Eylül ayında hayatını kaybeden 157 işçinin 143’ü ücretli (işçi-memur), 16’sı kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi-esnaf) oluştu.
Eylülde 10 kadın işçi yaşamını yitirdi. Kadın işçi cinayetleri tarım, madencilik, ticaret, metal ve sağlık işkollarında gerçekleşti.
4’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 8 çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, kimya, metal ve inşaat işkollarında yaşandı.
Eylülde yaşamını yitiren mülteci/göçmen işçi sayısı ise 9 olarak saptandı. Bu işçilerin 6’sı Afgan, 1’i İranlı, 1’i Rus, 1’i ise Suriyeliydi.
İnşaat yine birinci
Eylül ayında en çok iş cinayeti inşaat, tarım, taşımacılık, madencilik, ticaret/büro, belediye/genel işler ve enerji işkollarında yaşandı.
İşçiler en çok ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme ve elektrik çarpması sonucu can verdi. Özellikle çok düşük maliyetli önlemlerle iş cinayetlerinin önlenebileceği elektrik çarpması nedenli ölümlerin ilk sıralara çıkması dikkat çekti.
ÇOĞU SENDİKASIZ
En çok ölüm Antep, Denizli, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Urfa, Adana, Ankara, Aydın, Bursa ve Tekirdağ’da oldu.
Ölen işçilerin yalnızca 4’ü sendikalı, 153’ü ise (yüzde 97,46) sendikasızdı. Sendikalı işçiler tekstil, metal ve belediye işkolunda çalışıyordu.(Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi)



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°