FAİZ İNDİRİMİ KARARINA DESTEK
Manşet Haber 24.08.2016 12:04:40 0

FAİZ İNDİRİMİ KARARINA DESTEK

FAİZ İNDİRİMİ KARARINA DESTEK

Adana(Ulus)--Adana Genç İşadamları Derneği (AGİAD) Başkanı Gülümsün Adalı, Merkez Bankasının faiz indirimiyle ilgili kararına destek verdi. Kararın yeni yatırımların önünü açması ve yeni bir kalkınma hamlesi başlatılması için fırsat yaratacağını savunan Adalı, yatırımlar için sadece faiz indiriminin yeterli olmayacağını ancak önemli bir hamle yapıldığını söyledi.

Merkez Bankası beklentiler dahilinde marjinal fonlama faizini 25 baz puan indirerek yüzde 8.75 seviyesinden yüzde 8.50'ye çekti. Politika faizini ise yüzde 7.5'te sabit bırakıp, borçlanma faizini de yüzde 7.25'te sabit tuttu. Geç likidite penceresi çerçevesinde borç verme faiz oranı da yüzde 10.25'ten yüzde 10'a indirildi. Merkez Bankası'nın yeni faiz kararını yorumlayan AGİAD Başkanı Gülümsün Adalı, kararı alkışlayarak iş dünyasının çok olumlu karşıladığını vurguladı.
'FAİZ İNDİRİMİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL'
Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimi nedeniyle nispeten ekonomik hareketliliğin yavaşladığına dikkat çeken Adalı, 'Böylesi dönemler, faizin ekonomideki yerinin makul seviyelere indirilmesi ve tüm yatırım ve yönlendirmelerin o seviyeye göre ayarlanması için bir fırsat dönemidir. Bunu iyi değerlendirelim. Yeni yatırımların önünü açması ve yeni bir kalkınma hamlesi başlatılması için bu fırsatı iyi kullanalım. Yatırımlar için faiz indirimi önemli ama yeterli değil. Ekonomik reformlarla bu süreç desteklenmeli' dedi.
'HAREKETE GEÇME ZAMANIDIR'
15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası herkesin Türkiye'nin huzuru, demokratik gelişimi, toplumsal barışı ve ekonomik kalkınması için işbirliği ve dayanışma duygularıyla hareket ettiğini dile getiren AGİAD Başkanı Gülümsün Adalı, şunları kaydetti:
'Hain darbe girişimi toplumsal yaşam, ülkenin demokratik düzeni, ekonomik gelişimi ve kardeşlik iklimini hedef aldı. Ancak iş dünyası ve halkımız, hükümetle birlikte demokrasi ve ekonomiye sahip çıktı. Şimdi de artık üretim ve ticaretin büyüyerek sürmesi için ekonominin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Bürokratik zorlukların aşılması, yatırım kredilerinin kolaylaştırılması, yeni teşvik sistemlerinin geliştirilmesi için ciddi reformlara gereksinim var. Bankaların faiz indirimi sonrası yeni yatırımlar için kredilerin ödenmesiyle ilgili kolaylıklar sağlaması gerek. Bölgelerin ihtiyacına ve gerçekliğine uygun teşvikler getirilebilir. Yeni bir kalkınma atağı başlatmak için beklenilen reformların acil yaşam bulması lazım. Bu konuda iş dünyası bileşenleriyle ortak çalışmalar yürütülmeli. Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kazanımlarını arttırmak için hep birlikte harekete geçme zamanıdır.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°