FELÇLİ HASTALARA HİDROTERAPİ İLE TEDAVİ
Manşet Haber 3.11.2018 08:22:51 0

FELÇLİ HASTALARA HİDROTERAPİ İLE TEDAVİ

FELÇLİ HASTALARA HİDROTERAPİ İLE TEDAVİ

SU İLE GELEN ŞİFA

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Fizik Tedavi ve Rahabilitasyon Hastanesi’nde bulunan 6 hidroterapi havuzunda tedavi gören felçli hastaların, suyun tedavi edici gücü ile sağlıklarına kavuştuğu açıklandı.
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamaya göre, su içi tedavi ya da havuz rehabilitasyonu olarak da bilinen bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulaması olan Hidroterapi; halk arasında “beyin felci” olarak bilinen Serebral Palsi, “ayrık ya da açık omurga” anlamına gelen Spina Bifida, “beyin omurilik sıvısının çoğalmasıyla beyin karıncıklarının büyümesine yol açan, bazen de kafatasının büyümesine sebep olan hastalık” olarak tanımlanan Hidrosefal gibi rahatsızlıkları ile hastaneye başvuranlara şifa oluyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Medikal Destek Hizmetler Uzmanı Tuğba Kulan, sağlık için sudan yararlanmanın binlerce yıl önce keşfedildiğini ve uygarlığın gelişme sürecinde bilimsel yaklaşımlar ile araştırıldığını, en eski hekimlerin, suyu bir tedavi aracı olarak reçetelendirdiğini belirterek, uyguladıkları tedavi konusunda şu bilgileri verdi:
“Geniş kapsamlı rehabilitasyon programlarının önemli bir basamağını oluşturan hidroterapi tedavisi Adana Şehir Hastanemizin kampüsü içerisinde müstakil bir hastane olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemizde 6 havuzda gerçekleşmektedir.Su içinde yapılan fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamasında, suyun kaldırma kuvveti vücut ağırlının yüzde 10’unu alması nedeniyle kas ve eklemlere binen ağırlık azalıyor. Böylelikle hastalarımız daha ağrısız ve aktif bir şekilde hareketlerini yapabiliyorlar.”
Tuğba Kulan, hastanelerinde halk arasında ‘inme’ olarak bilinen bir felçlik durumu olan Hemipleji, vücut alt yarısında gelişen felçlik, kuvvet ve hareket kaybı olan Parapleji ile her iki kol ve bacak ile gövdenin istemli kaslarının tam felçlik durumu olarak tanımlanan Tetrapleji gibi birçok hastalığı tedavi edebildiklerini kaydetti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°