Adana’da bu yıl 19’uncusu gerçekleştirilen Altın Koza’da Film Festivali nedeniyle, kentimizde yoğun bir haftayı geride bıraktık. Her ne kadar terör olaylarının gölgesinde kalsa da, festival kente ayrı bir renk ve hareket kattı. Altın Portakal kadar popüler hale gelmese de, festival nedeniyle kent, Türkiye’de adından söz ettirdi.
Terör olayları nedeniyle, festivalin müzikli bölümlerinin ertelenmesi (iptali) bir gerçekliği daha ortaya çıkardı. O da yıllardır, ‘insanlar festivalde film izlemiyor kardeşim’ diyenlerin haksızlığıydı. Konserler, terör olayları ve şehitler nedeniyle iptal edilince, önceki yıllara oranla insanlar akın akın sinema salonlarına festival filmlerini izlemeye koştu. Her yıl kendini biraz daha geliştiren, Altın Portakal’a oranla elinde olan nitelik üstünlüğünü daha da güçlendiren Altın Koza, festivalin yani sinemanın halkla buluşmasını da başarmış oldu. Festival demek zaten konserlerle insanları belirli alanlarda toplamak değildi. İnsanlar, güzel organizasyonlarla da toplanabiliyormuş, gördük, öğrendik.
***
Festivalin artıları yanında eksiklerini de söylemek görevimiz. Olumlu yönlerinin yanında olumsuzlukları sıralamak zor olsa da, birkaç sorunu gündeme getirmek gerek. Festival ciddi bir iş, zaten öyle ele alınıyor. Bu nedenle, festivalin başarısına gölge düşürecek adımlardan kaçınmak gerek. Her şey dört dörtlük olacaksa, sunucu seçiminden etkinlik duyurularına kadar her şeyi profesyonelce ele almak lazım. Bu nedenle iletişim, organizasyon ve basın alanlarında uzmanlardan daha fazla yararlanılmalı. Festival etkinliklerinin, özellikle medyada daha etkin yer alabilmesi için zaman ayarlamasına dikkat edilmeli. Hep geç saatlere denk gelen etkinlikler, ne yazık ki, medyada hak ettiği yeri de bulamıyor.
***
Fatih Akın gibi bir değeri kentimize getirenlere teşekkür ederken, son sözümüz de, festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jürisi’ne olsun. Bu memlekette ilk kez festival yapılmıyor. Adanalılar merttir. Sözünü sakınmadan söyler. Alınmayın ama festivale dair kimseye soru bile sordurmazken, popüler televizyon kanallarına koşarak giden jüri üyelerini, biz de adam yerine koymayız. Ya konuşun ya da adam gibi susun. İkisini de yapmıyorsanız, en azından sağınızı solunuzu açıp fetva vermeyin!
İyi haftalar
SATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY
