Filistin’e Adana’dan destek
Manşet Haber 20.11.2012 23:37:13 0

Filistin’e Adana’dan destek

Filistin’e Adana’dan destek

Adana(Ulus)--DİSK, KESK, Tabip Odası, CHP, ÇHD, ÖDP, Halkevleri, TMMOB Adana İKK, Tuncelililer ve Pir Sultan Abdal Dernekleri, Halkların Demokratik Kongresi ve TİHV Adana Temsilcili ortak açıklama ile Filistin halkına destek verdi.

Kurum ve kuruluşlar adına hazırlanan bildiriyi okuyan DİSK Çukurova Temsilcisi Kemal Arslan,  emperyalist işgallere, Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesine, halkları düşmanlaştıracak her türlü provokasyonlara ve savaşa karşı olduklarını belirterek, “Filistin Halkı yalnız değildir” dedi.

Dünyada ve özellikle de Ortadoğu coğrafyasında sürmekte olan çatışma ve savaşın, barışa olan ihtiyacı acil bir zorunluluk haline getirdiğini, hayatın her alanında gerçek ve kalıcı barışı sağlamak, halkların dayanışma ve kardeşliğini gerçekleştirmek, vicdan sahibi yurttaşların tarihi sorumluluğu olduğunu ifade eden Arslan şu görüşlere yer verdi:

“Emperyalist güçler yeni pazar arayışlarına halkları feda etmekte, oluk oluk kan akıtmaya devam etmektedirler. ABD’nin Ortadoğu’daki taşeronu olan İsrail bugün yeniden Filistin’e saldırmakta, kadın, çocuk demeden katliamlara girişmektedir.

Filistin Halkı yalnız değildir! İsrail dün olduğu gibi bugünde Gazze Şeridini füze yağmuruna tuttu ve yerle bir etti. Aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu onlarca Filistinli kardeşimiz katledildi. Yüzlercesi yaralandı.  Gazze yeniden kan ve gözyaşına boğuldu. Filistinli çocukların ve kadınların çığlıkları hala kulaklarımızda…

İsrail devletine karşı, kendi toprakları üzerinde insanca ve onurlu bir yaşam için var olma mücadelesi veren mazlum Filistin halkının İsrail devleti tarafından “terörist” ilan edilerek, inkâr ve imha politikalarıyla kendi topraklarından sürgün edilmesine ve Filistin halkına yönelik sayısız katliam girişimlerine yıllarca tepkisiz ve sessiz kalınması insanlığımızın bir ayıbıdır.

İsrail devleti tarafından Filistinlilerin terörist olarak ilan edilmesi meselesine gelince, keşke silahlara hiç sarılmadan kardeşçe birlikte yaşayacağımız bir dünya mümkün olsa… Halkların ezilmeye karşı başkaldırmaları, özgürlük, barış ve kardeşlik istemleri egemen güçlerin çıkarlarına ters düşmektedir. Her yerde olduğu gibi halkların özgürlük, barış ve kardeşlik talepleri devletler tarafından şiddetle bastırılmaktadır. İsrail devletinin barıştan anladığı Filistin halkının onursuzca diz çöktürülmesi ve teslim alınmasıdır. Filistin halkı buna asla izin vermeyecek ve onurunu korumak için sonuna kadar direnecektir. Zalimlere ve zulme karşı ezilen halkların direnme hakkı vardır. İşte bu yüzden İsrail devletinin Filistin halkına karşı işlediği suçları, kendi şiddetini ve katliamlarını meşru ve haklı göstermesi, Filistin halkının kurtuluş mücadelesini ve silahlı direnişini ise “terör” olarak nitelendirmesi asla kabul edilemez.  Asıl terörist olan Mazlum Filistin halkı değil, yıllardır insanlık suçu işleyerek Filistin halkının başına bombalar ve kurşunlar yağdıran, katliamlar gerçekleştiren ve en son Filistin halkına insani yardım taşıyan gemi konvoyuna saldıran ve silahsız insanları acımasızca katleden İsrail devletinin kendisidir. Üstelik İsrail bu terörist ve saldırgan tutumunu, Filistin'e karşı inkâr ve imha politikalarını başta ABD olmak üzere dünyanın Emperyalist, Kapitalist devletlerinin güvencesi ve kollaması altında sürdürmektedir.

Bu saldırılar ancak İsrail'e yönelik somut ve caydırıcı adımlarla durdurulabilir. AKP hükümetinin Davos'ta sergilenen “one minute” gibi hiçbir caydırıcılığı ve yaptırımı olmayan, görsel şovlarla yetinmesi ve timsah gözyaşları döküp, sahte kınama açıklamaları yapmaları hiçbir şey ifade etmemektedir. Ülkemiz açısından yaptırım gücü olan ve atılması gereken somut adımlar, İsrail'le tüm askeri, siyasi, ticari ve diplomatik ilişkilerin kesilmesidir. Bunların yapılmaması yaşanan bu vahşete seyirci kalmak ve bu suça ortak olmak demektir.

İsrail'in, Filistin halkına yönelik saldırılarını yalnızca yüreği mazlum Filistin halkıyla birlikte yananlar,  Filistin halkının vatansız bırakılmasına, Filistinli çocukların ve kadınların katledilmesine ve gözyaşlarının dökülmesine seyirci kalmayanlar, Filistinli çocukların annesiz ve babasız kalmasına yüreği dayanmayanlar durdurabilir. Ve ancak, Filistinli kardeşlerimizin sesine ses verdiğimizde, bize uzanan ellerini tuttuğumuzda ve Filistinli kardeşlerimizin öfkesi öfkemiz, ölenlerin ardından yaktıkları ağıtlar bizim ağıtlarımız, yüreklerinde taşıdıkları acı, acımız ve akıttıkları gözyaşları bizim gözyaşlarımız olduğunda Filistin'in kanayan yarasını dindirebiliriz.

Biz barıştan yana olanlar; insan yaşamının yok edilmesine ve mazlum halkların savaş yoluyla katledilmesine karşı olanlar, çocuklarımıza ve gelecek nesillere, suskunluğumuzdan utanacakları bir tarih bırakmak istemiyorsak eğer,  ABD Emperyalizmine ve İsrail'in zalimliğine karşı, mazlum Filistin halkının açısını paylaşmak, onlarla dayanışmak ve İsrail'in saldırılarını durdurmak için öfkemizi büyütmek ve sesimizi birlikte yükseltmek zorundayız.

Şimdi Filistinli olmanın, Filistinli çocukların İsrail tanklarına fırlattığı taş olmanın ve Filistin halkıyla dayanışmanın tam zamanıdır.

Artık bilinmelidir ki, yeryüzünde kalıcı ve gerçek bir barış kapitalist devlet politikalarının değil, ezilen, kimlikleri inkar edilen ve sömürülen mazlum halkların eseri olacaktır.

Filistin halkı için, Barış için şimdi değilse ne zaman?

Tüm emekçileri barış çalışmalarına katkı sunmaya, barışın tarafı olmaya, barış’a destek olmaya çağırıyoruz. “

YAZARLAR

35.8° / 20.3°