Gazeteciler Kerkük’te
Manşet Haber 29.04.2016 13:54:39 0

Gazeteciler Kerkük’te

Gazeteciler Kerkük’te

Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı'nın Türk Dünyası Gazeteciler Platformu ile birlikte düzenlediği, 1. Irak Türkmen Gazeteciler Kongresi ve 6. Irak Türkmen Basın Konseyi Kurultayı Kerkük'te yapıldı.kerkuk_toplanti (2)

Irak Türkmen Gazeteciler Cemiyeti'nin ev sahipliğindeki etkinliğe Irak Türkmen Cephesi Lideri ve Kerkük Milletvekili Ershad Salihi, Erbil Milletvekili Aydın Maruf, Irak'ın çeşitli kentlerinden gelen Türkmen yetkililer, basın mensupları ve Türkiye'den gelen 10 gazeteci katıldı.

Kerkük Üniversitesi Salonu'nda Talafer İlkokulu öğrencilerinin şiirli gösterileriyle açılan Kongre ve Kurultay'ın ilk oturumunda protokol konuşmaları yapıldı,  organizasyonda emeği geçenlere plaketleri  verildi.

Irak Türkmen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şemsettin Küzec, Türkmen gazetecilerin zor şartlarda görev yaptığını belirtirek, 'Kongremizde ve kurultayımızda bu konuları konuşup tartışma fırsatı bulacağız' dedi. Türk Heyeti adına konuşan Türk Dünyası Gazeteciler Platformu, TGF ve Basın Vakfı Genel Başkanı Yılmaz Karaca ise 'Türkmen Meslektaşlarımızın yaşadıkları sorunları yerinde görmeye geldik. Kardeşlerimizle her zaman dayanışma içerisinde olacağız. Bundan sonra da desteğimiz devam edecek' şeklinde konuştu. kerkuk_toplanti (1)

Irak Türkmen Cephesi Lideri Ershad Salihi de, Türkiye'den gelen gazetecileri Kerkük'te görmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Salihi, 'Türk gazetecilerimizin Irak'ta yaşanan güvenlik sorununa rağmen buraya gelip bizlere destek olmaları, hepimizi duygulandırmış, onurlandırmıştır. Kongremiz ve Kurultayımız şereflenmiştir. Anavatan Türkiye her zaman Türkmenlerin başının tacıdır. Türkmenler olarak Irak'taki varolma mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiyemizin de hep yanımızda olduğunu bilerek yolumuza devam edeceğiz' diye konuştu.

Kongre ve Kurultay'ın ikinci oturumunda düzenlenen panelde ise Türkmen gazetecilerin sorunları ile Türk Dünyası Gazeteciler Platformu mesleki değerlendirmelerde bulundu. Kerkük'te 3 gün sürecek etkinliğe Türkiye'den Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat, TGF, Basın Vakfı ve Türk Dünyası Gazeteciler Platformu Başkanı Yılmaz Karaca, TGF Genel Başkanvekili ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Dim, TGF Genel Sekreteri ve Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan, Dünya İletişim Birliği Başkanı Şemsettin Küzeci, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Menderes Demir, Avrasya Gazeteciler ve Radyo Televizyoncular Birliği Başkanı İsmail Kahraman, TGF Genel Başkan Yardımcısı ve Sabah Gazetesi Ankara Genel Yayın Yönetmeni Osman Altınışık, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ve TGF Yüksek İstişare Kurulu Başkanı TRT Kocaeli Temsilcisi Halit Yılmaz katıldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°