GAZİANTEP’TEN SEVİNÇLİ DÖNMEK İSTİYORUZ
SPOR 10.09.2016 15:12:36 0

GAZİANTEP’TEN SEVİNÇLİ DÖNMEK İSTİYORUZ

GAZİANTEP’TEN SEVİNÇLİ DÖNMEK İSTİYORUZ

Adana Demirspor Pazar günü deplasmanda oynayacağı Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçının son hazırlıklarını Aytaç Durak Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Düz koşu ile başlayan antrenmanda oyuncular 5’e 2 dar alanda çalışmalar yaptı. Daha sonra ise koordinasyona dayalı antrenmanı sürdüren Mavi-Lacivertli ekip yan top ve şut çalışmasıyla hazırlıklarını tamamladı. Teknik Direktör Erkan Sözeri yönetimindeki antrenmanda son hazırlıklarını tamamlayan takım daha sonra ise karayoluyla Gaziantep’e hareket etti. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçının zorlu geçeceğini bildiklerini söyleyen deneyimli teknik adam Erkan Sözeri, camiayı sevindirmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.

Sözeri, oyuncularına güvendiğini ve mücadele gücü yüksek bir 90 dakika oynayacaklarını anlatarak, ‘’Rakibimizi yakından tanıyoruz. Samsunspor ile ligin ilk maçında berabere kaldık ve kendi sahamızda Denizlispor’u 2-1 yenerek moral depoladık. Adana Demirspor takımı sahaya yüreğini koyarak her zaman galibiyet için mücadele eder. İnşallah Gaziantep deplasmanından da mutlu bir sonuçla ayrılıp ikinci galibiyetimizi almak istiyoruz’’ dedi.

Kamil Ocak Stadyumu’nda saat 18.00’da oynanacak olan zorlu mücadeleyi Arda Kardeşler yönetecek.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°