Birinci Ahmet ölmüş, tahta devletin ileri gelenlerinin mutabakatıyla, I. Ahmet’in en büyük oğlu Şehzade Mustafa geçirilmişti. Saltanat o zamana kadar babadan oğula geçerken, tahta artık hanedanın hayattaki en yaşlı erkek üyesinin oturtulması kararlaştırılmıştı. Mustafa’nın küçük kardeşi Genç Osman’dı.
Birinci Mustafa’nın akli durumu biraz bozuktu ve devlet işleri yürümüyordu. Harem Ağası Mustafa, duruma müdahale etmeye karar verdi. Padişahı tahttan indirmek için bir komplo hazırladı. Askerlere maaş dağıtıldığı sırada hükümdarı dairesine kilitledi ve tahta Osman çıkartıldı.( Bu kadar basit.)Tahta çıktığında Genç Osman henüz 14 yaşındaydı ve I Mustafa, sadece 97 gün padişahlık yapabilmişti.
Genç Osman da dedeleri gibi cihangirdi. Ün kazanmalıydı. Polonya’ya sefere çıktı ama ne olur ne olmaz diye İstanbul’dan ayrılmadan, kendisinden dört ay küçük olan kardeşi Şehzade Mehmet’i boğdurttu. (Tedbirli olmak şart.)
İdamın yasal durumu biraz sıkıntılı oldu. Şeyhülislâm Esad Efendi fetva vermiyordu. Ama fetvasız da adam öldürülmezdi ki. Çağırdı Rumeli Kazaskeri Kemaleddin Efendi’yi ve yazdırıverdi fetvayı. Kemalettin Efendinin Şeyhülislamlıkta gözü vardı. Alan memnun, satan memnun. Şehzade Mehmet, kendisini boğmaya gelen cellâtları görünce, kardeşine -“Osman, Allah’tan dilerim ki ömrün berbat olsun. Beni hayatımdan mahrum ettin, inşallah sen de saltanat süremeyesin,” diye beddua etti.
Polonya’da işler çok kolay olmadı. Hotin Kalesi kuşatıldı ama fethedilemedi. Genç Osman, suçluyu bulmuştu: Yeniçeriler. Yeniçeri Ocağı’na çekidüzen vermeliydi. Ama olmuyordu. Üzerinde beddua vardı
Yeniçerileri disiplin altına sokamayan Osman, bu defa hacca gitme bahanesiyle Suriye’den ve Anadolu’dan asker toplamayı düşündü. ama planları öğrenildi. Askerler, padişahtan hacca gitmesini istemediler. Genç Osman tepkilere aldırış etmedi ve Üsküdar’a geçti. Bunun üzerine yeniçerilerle sipahiler ayaklandılar.
İsyan kısa sürede büyüdü ve âsiler, padişahın akıl hocalarının kellelerini istediler. Kabul etmedi padişah. İsyancılar, Topkapı Sarayı’na girerek her tarafı yağmaladılar. Geçtiler üçüncü kapıyı ve devrik hükümdar Birinci Mustafa’yı buldular.
Binyaz adlı pehlivan yapılı bir görevli Osman’ı muşta ile vura vura bir arabaya bindirdi. Zavallı Osman dehşet içindeydi. Gözyaşları içinde sesleniyordu: 'Ocağınıza geldim. Size sığındım. Beni Yedikule’ye götürmeyin. Beni sarayda kafes ardında tutun!' Hakaretler içerisinde Yedikule'ye getirildi. Kilindir Uğrusu denen subaşı kethüdası husyelerini sıkarak direncini kırdı
Birinci Mustafa ve adamları Genç Osman yaşadığı sürece kendi iktidarlarının sağlam olmayacağının farkındaydılar. Öyleyse ortadan kaldırılmalıydı. Yedikule’ye hapsedildi Genç Osman. İnanılmaz, iğrenç (!) utanç verici hakaretlere uğradı. Sonunda kementle boğuldu. Belki de kendisi ölmek için Tanrıya yalvarmıştı.
Osmanlı tarihinde bir padişah ilk defa teb’ası tarafından öldürülüyordu.
VE HALKIN KANAATİNE GÖRE;
