Gezi Gençliği ve Getirdikleri

Gezi Gençliği ve Getirdikleri

Türkiye, 31 Mayıs 2013'te yeni bir güne uyandı. Apolitik suçlamalarıyla karşı karşıya kalan gençlik, -nedeni tartışılmakla birlikte- dünyaya önemli bir ders verdi. Zekanın ve mizahın üstünlüğüne bir kez daha vurgu yaptı. Gençlik; bilimi, teknoloji ve nostaljiyle harmanladı ve yepyeni fikirlerle yeni neslin politik duruşunu haykırdı. Gezi eylemlerinin son günlerinde farklı amaçlarla yola çıkanlar bir kenara, biber gazına, tazyikli suya aldırış etmeden, direnmenin bin türlü örneğini sergiledi.

Yeni terimler de türedi bu sayede. Kuşkusuz en önemlisi 'ÇAPULCU'ydu. Gençlerin bu hareketine katkı koyan, politik gençlere gönüllerinde yer verenler de 'çapulcu' oldu. Masum çapulculara destek veren sanatçılar, doktorlar, öğretmenler, avukatlar, gazeteciler ve iş insanları da çapulcu yerine koydular kendilerini. Memlekette Başbakan'ın sert çıkışları ve 'çapulcu'yla başlayan cümleleri, 'ÇAPULCU'ların artmasına neden oldu.

Bu süreçte görüştüğümüz ancak rahat konuşamadıkları her halinden belli olan bazı partililerin, Başbakan'ın sertliğini tasvip etmediklerini anlamak hiç de zor olmadı. Konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmayan iktidar partisine mensup Adana İl Başkanı ve milletvekillerinin tavırları da aslında parti içinde önemli bir stres yaşandığının göstergesiydi. Kültür ve Turizm Bakanı sayın Ömer Çelik'in direniş nedeniyle gerekli dersi aldıklarına yönelik tek cümlelik söyleminin de Başbakan nezdinde sert bir karşılık bulduğunu düşünüyoruz. Bize göre Başbakan'ın sertliğinin yanlışlığına inanan milletvekillerinin büyük bölümü ister saygı ister korku ya da ne derseniz deyin sesini çıkaramadı.

***

Herhangi bir siyasi partiye dahil etmeden söz etmeye çalıştığımız gençlerin emperyalist çevrelerce kışkırtıldığı veya dış mihrakların oyununa geldiğine yönelik inandırıcı olmayan açıklamalar da bir kenara bırakılmalıdır. Sokaklara dökülen ve toplamı milyonu aşan yeni neslin, bir siyasi partinin çabasıyla alanlara indiği de gerçeğe aykırıdır. Zira bahsedilen siyasi parti bu kadar güçlü olsaydı muhalefette kalmazdı.

***

Bazılarının dediğinin aksine 'politize' edilmeden çevreyi korumanın, hak ve özgürlük çağrılarının nasıl yankılanabileceğini ilan eden yeni gençlik, bu ortamdan kazanımla çıkmıştır. Gezi Parkı eylemleri, gençliğin anlaşılması, öğrenilmesi, onların makul taleplerine kayıtsız kalınmaması için yeni ve önemli bir fırsattır. Akılcı, şaşırtıcı ve mizah ustalığıyla beyinlere kazınan sloganlar iyi okunmalıdır. Replikler, klipler, foto galeriler, kısa filmler ve belgesellere konu olan 90 gençliğinin Türkiye'nin değişim ve gelişim süreçlerine etki edebileceği ya da etmesi gerektiği hafızalarda yer edinmelidir.

***

Kısacası 'Gezi Eylemleri', Türkiye tarihinde yeni sayfalar açmıştır.

Türkiye'de artık yeni bir gençlik oluşmuştur.

'GEZİ'.

 

İyi haftalar...

SATIR ARASI

M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net

adanaulus

22.06.2013 14:28:16

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI