1960’lı yıllarda Amerika’da tuhaf bir gençlik ortaya çıktı: Hipiler. Bugünkü mutlak redciliğin temelini attılar. Tamamen apolitik görüşleri vardı. Dünyanın,üzerinde yaşayan bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul ediyor, özgürlüğün bireyin kendi içinde olduğunu savunuyorlardı. Ne yazık ki uygulamaları anarşist düşünce tarzındaydı
Herhangi bir siyasal parti, ya da hareketle ilişkileri yoktu. Uyuşturucular, müzik ve cinsellik, hippi kültürünün içinde kol kola yürüyordu. Vejetaryenlerdi. Yaşamak için canlı öldürmeyi reddediyorlardı.Canlılar ölmemeliydi.
1965' te, ABD Vietnam'a asker gönderdi. İlk başkaldırı hippilerden geldi. Hep beraber haykırdılar:“GİTMEYECEĞİZ,” diyorlar, dünyanın öbür ucundaki hiç tanımadıkları insanlarla savaşmak için Vietnam’a gitmeyi reddediyorlardı.
Dünyaca ünlü boks şampiyonu Muhammed Ali Clay, bir basın açıklaması yaparak Vietnam Savaşı'nı kınadığını ve askere gitmeyeceğini söyledi. Şampiyonluk unvanı geri alındı. Üç sene boks yapması yasaklandı.
Siyah Devrim başlamıştı. Devrimin lideri Malcolm X öldürüldü. Ama insanlar devrime inanınca onu durdurmak zordu. Hareketin başına Martin Luther King geçti ve o ünlü söylevini,binlerce kişiye haykıra haykıra yaptı: 'BİR HAYALİM VAR'
Amerika Vietnam’da bir bataklığın içindeydi. Ne yapsa olmuyordu; ne yapsa kazanamıyordu, ne yapsa kaybediyordu. Organize SAVAŞ gücü, organize İNSAN gücüne yeniliyordu. Hayali olanlar ve hayallerinin peşinden gidenler kazanıyordu.
1973'de Amerikan askerleri Vietnam'dan çekilirken, New York Times gazetesinin hükümete yakın yazarlarından Sulzberger şunları yazıyordu;
- 'Birleşik Devletler savaşın kaybeden tarafı olarak görünüyor. Tarih kitapları bunu böyle yazmak zorunda… Biz savaşı Mekong Vadisi'nde (Vietnam'da) değil, Mississippi Vadisi'nde (Amerika'da) kaybettik. Birbiri ardından gelen Amerikan yönetimleri, ülke içindeki halktan asla kitlesel destek görmedi.'

Yani Amerika’yı düşmanından önce halkı yenmişti.

HAKLIYDI SULZBERGER…

• HALKIN DESTEKLEMEDİĞİ SİSTEMLER YAŞAYAMAZDI.
• HALK İSTERSE KENDİ DEVLETİNİ BİLE DİZE GETİREBİLİRDİ.
• ÇÜNKÜ HALK SİSTEM İÇİN DEĞİL, SİSTEM HALK İÇİN OLMALIYDI.

AMA BİR DE;
• O HALKIN HAYAL EDEBİLEN LİDERLERİ;
• O LİDERLERE İNANAN HALKI OLMALIYDI
TABİ Kİ;
• O LİDERLERİN DE İNANILIR, GÜVENİLİR, VATANSEVER OLMASI GEREKİRDİ.…
• NE DERSİNİZ BİR DE KABİL’E GİDELİM Mİ?