GÖBEKLİTEPE’YE BETON SKANDALI TBMM GÜNDEMİNDE
SİYASET 20.03.2018 22:26:12 0

GÖBEKLİTEPE’YE BETON SKANDALI TBMM GÜNDEMİNDE

GÖBEKLİTEPE’YE BETON SKANDALI TBMM GÜNDEMİNDE

Dünyanın bilinen ilk tapınağı olarak kabul edilen, tarihi M.Ö. 10000’li yıllara dayanan Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe’ye beton dökülmesi skandalı ülke gündeminde sıkça yer bulmuştu. Konuyu TBMM gündemine taşıyarak Kültür ve Turizm Bakanı’na soran CHP’li Özdiş “Yol veya betonla iş makinelerine gerekçe her neyse onun ihalesini alan firma kimdir? İhale şartları ve bedeli nedir?” diye sordu.
2014 yılında hayatını kaybeden ve o dönemde saha kazılarını yöneten Prof. Dr. Klaus Schmidt’in iş arkadaşı ve eşi Çiğdem Köksal Schmidt’in uyarılarının neden dikkate alınmadığını da soran CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş’in önergesinde yer verdiği sorular şu şekilde:
1- Türkiye’nin ve dünyanın en önemli arkeolojik merkezlerinden birisi olan Göbeklitepe’nin betona ihtiyacı olduğunu kim,neden düşünmüştür? Söz konusu işlem hangi gerekçeyle yapılmıştır?
2- Yol veya betonla iş makinelerine gerekçe her neyse onun ihalesini alan firma kimdir? İhale şartları ve bedeli nedir?
3- Alanda hiçbir arkeolog, bakanlık temsilcisi veya müze görevlisinin olmadığı iddia edilmektedir. Bu iddia doğru mudur?
4- Göbeklitepe arkeoloji sahasının işletme planı nedir? Kaç arkeolog, bakanlık ve müze görevlisi hangi vardiyalarla alanda çalışmaktadır?
5- Toprak yüzeyinde bir şey görülmediği için toprak altında da bir şey olmadığı sanılarak iş makinelerinin Göbeklitepe sahasında rahatça gezebildiği de iddia edilmektedir. Bu konu araştırılmış mıdır? Önergenin yanıtlandığı tarih itibariyle araştırma ne durumdadır?
6- 2014 yılında hayatını kaybeden ve o dönemde Göbeklitepe kazısını yöneten Prof. Dr. Klaus Schmidt’in iş arkadaşı ve eşi Çiğdem Köksal Schmidt’in bu konudaki uyarıları neden dikkate alınmamaktadır?



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°